Sunday 20 December 2009

Kayip arkadastan gelen mektup

Ömer Kardeşim, yine özür satırlarıyla başlamak durumundayım. Evdeki bilgisayarı ofise kurdum. Burada elimde bir kitap çalışması vardı, bir süre onunla boğuşmak durumunda kaldım. Eh sana iki satır yazıp da göndermek de hukukumuza yakışmazdı. Bu nedenle ikinci mailini alınca, artık farz oldu dedim. Bu arada işlerim de hafifledi.

Samimi olarak belirteyim ki, mailini iki üç kez okudum. Ya neredesinde güleyim neresinde üzüleyim karıştırdım zaman zaman. Ama en başta şunu belirteyim; büyük oğlun Cem, çok yakışıklı bir delikanlı olmuş. Aynen sana benziyor. Ve bayağı harbi bir delikanlı gibi. Diğer küçüklerin de çok hoş ve şirinler. Yine baskın taraf sensin gibi. Allah hepsine uzun ömürler versin. Evlilik fotoğrafların ayrı bir güzel. Ömer senin de maşallahın var yani, ne yaşlanıyorsun ne de kilo falan alıyorsun...:) Yok tamam ben kardeşin de pek bozulmadı ama senin ayrı bir maşallahın var.

Evlilik törenine gerçekten katılmış olmayı çok isterdim. Sağlık olsun. Ve evlilikle birlikte belli ki yeni sayfalar açmış ve her bir sayfaya önemli başarılar yazmışsın. York gibi yerde mekan sahibi olmak az şey mi. Gerçekten tebrik ederim. Bu arada hem düğünleri yaptın hem iki çocuk babası da oldun. Eh daha ne olsun. İnşallah işlerin bu şekilde devam eder.

Eşin de belli ki iyi bir ailenin kızı. Allah ikinizin mutluluğunu daim etsin. Benim evimin bölgesini iyi bilir diye tahmin ediyorum. Cerrahpaşa'dan Aksaray'a inen ana caddenin sağ tarafında büyük cami vardır. Hemen onu ara sokağında. Ya da kulesiyle ünlü Bulgur Palas'la Cami arasında ahşap evlerin yoğun olduğu güzel bir sokak vardır. Orada kalıyorum.

Kardeş, satırların gerçekten çok hoş. Zaman zaman iç acıtan, zaman zaman insanoğlunun hem birey hem de bir topluluğun üyesi olarak yeryüzünde sürdürdüğü maceranın bütün iniş ve çıkışlarına sahip. Malum cemaatle bir hikayen olduğunu hayal mayal hatırlıyorum gibi. Galiba bana çok kısa bahsetmiştin. Ama bu ayrıntılar, öncesi ve sonrası gerçekten Felli'nin filmleri gibi. Yani anne ve babanın senin için iyi niyetli gayretleri, o traktörün bir türlü çalışmayışı, çalıştığında da İstanbul'a yeni bir dünyaya doğru tıngır mıngır yapılan yolculuk. O kısma çok güldüm. Sonrasında burada yaşadıkların ve son cümlede babanın sana söylediği, 'oğlum idare etseydin, onlarla kal dedim de onlar gibi ol demedim ya' Bu nokta önemli biliyor musun. Bizim Türk Milleti'nin altı çizilecek cinsten bir anlayışı. Ne olursa olsun ayakta kalmayı başarmak iç güdüsü. Dikkat edersen baban da durumdan memnun değil, ama sana söylediği, 'oğlum hayat böyle bir şey, bazen idare edeceksin' sözü önemli. Bunun sosyolojik temelleri çok derinlerde. Bu elbette bir yönüyle isyan ettirici ama öte yandan mevcut verilere göre en makulu ve yararlı olanı bulmak. Sen bakma bize anlatılan tarihlere. Selçuklu ve Osmanlı döneminde bütün yönetimler Anadolu'daki Türk boylarını şu ya da bu nedenle ciddi şekilde ezdiler. Hadi biz sonradan edindiğimiz sünni mezheple kısmen bu baskılardan uzak kaldık. Ama Türkmen denilen ve sonradan bir kısmı bu baskılardan kurtulmak için ya kürtleşen, ya da ovasını dağıtıp İran'a kaçanlar çok ciddi şekilde baskılara maruz kaldılar. Şehrin sunni mezhep anlayışı Anadolu köylüsüne hiç uygun gelmedi. Devlet, '...mına koyduğumun zındıkları' deyip, şeyhüslam fetvasıyla bu adamları ya kesti ya da sürdü. O nedenledir ki, bugün Türk milletinin ne seceresi ne de sülale boyları kalmıştır ve neredeyse kimliksiz halde yaşamaktadır. O anlayışlardır ki, senin ve benim gibi insanların ailelerine, 'oğlum idare et' anlayışını getirdi. Muhtemelen biz de çocuklarımıza bunu bir şekilde aktaracağız. Bunu neden örnekliyorum, ben de İngiltere'den dönüp askerliğimi yaptığımda Trabzon'a geçtim. Tabi sıkıntılar şu bu. Tahmin edeceğin şeyler. Babam, 'Oğlum kalsaydın orada, evlenseydin. Hayat dediğin hep iyi ve hedeflediğin şeylerle yürümez' demişti. Yani senin ve benim babam birbirlerini hiç tanımasalar da, hayatın tarih boyu onların omuzlarına yüklediği meşakkatleri çözmenin ortak kültürünü paylaşıyorlar.

İkinci mailinde söylediklerinin biraz kızgınlıkla olduğunu söylüyorsun. Belki öyle ama inan haksız değilsin. Türkiye'de yaşamak giderek zorlaşıyor. Her yönüyle zorlaşıyor. Para dediğin şey, çok fazla önemli değil. İnsanın huzuru, yarınlara bırakacağı çocuklarının geleceği herşeyin üzerinde. Türkiye bu yönüyle giderek ağır ve despotik bir iklimin altında eziliyor. Her iktidar siyaseten hata yapabilir, yanlış uygulamaları dayatabilir. Ama bu başka bir şey. Hataları yanlışlıkları, çalmayı çırpmayı vazgeçtik. Adamlar nefes almayı bile yasaklamak istiyorlar. Gerçekten çok acı geliyor insana. Atatürk hakikatten büyük adammış. Ben bunu daha yeni yeni anlıyorum. O yokluk ve sıkıntılar içinde, bir yandan insanları doyurmaya çalışırken, diğer yandan, bu milletin bir daha o acıları yaşamaması için dilini tarihini, hayat anlayışını ön plana çıkardı. Çünkü neticede kendisi de Osmanlı askeri. Koca bir imparatorluğun nasıl çatır çatır ellerinden yok olup gittiğini gördü. Ve bu yok oluştaki temel nedenleri iyi analiz etti. Koca bir tarihi olan Türk Milleti'nin üç beş tane cahil cühelanın elinde nasıl kimliksiz teba halinde tutulduğunu biliyordu. Bir şeyler yapmaya çalıştı. Hataları olmuş olabilir. Hiç bir şey yapmasa bile bu insanlara 'sen kendinle gurur duyması gereken bir insansın' diyebildi. Onları yurttaş yaptı, Osmanlı'nın kıçıyla güldüğü Türkçe'yi yeniden devlet dili haline getirdi. Tabi ki sonraki yıllarda ortaya çıkan sorunlar Cumhuriyet'in değil, sanayileşen ve dünya ile entegre olan her ülkenin yaşadığı sorunlardı. Bireysellik, yalnızlık, şehirleşmenin getirdiği sorunlar şu bu. Şimdi birileri bunları sanki Cumhuriyet'in günahımış gibi toplumun önüne koyuyorlar. Öküz herifler, eğer bundan çok şikayetçiyseniz, siz önce şu ciplerinizden, havuzlu villalarınızdan, bankalarınızdan ve oradaki milyon dolarlık hesaplarınızdan vazgeçmeniz gerekir.

Kardeşim, senin de işaret ettiğin gibi, Türkiye'nin yeniden formatlanması gerekiyor. Bu formatı eğer biz atamasak, küresel güçler atacak. Ve onların bize atacağı format, Singapur ya da Güney Kore modelleridir. Tarihi, dini, dili ve onuru olmayan bir yapı bu. Ana caddeleri ışıklı ama arka sokaklarında 10 dolara fuhuş yapılan bir ülke. Yabancıların ekonomiye, siyasete ve doğal olarak bütün hayata hakim olduğu bir yapı bu. Elbette Türkiye gibi bir ülke, dünya gerçeklerinden uzak yaşayamaz. Ama biz masada değiliz. Sadece masada olanlara çay kahve servisi yapıyoruz. Çözüm, gücün farkedilip masaya oturulmasıdır. Çay kahve servisini bırakalım biraz başkaları yapsın artık.

O nedenle Türkiye'ye dönüş meselesini iyi düşünmen gerekiyor. Çocukların elbette burada büyümesi daha iyi olur. Ama biraz daha beklemeniz de yarar var. Ben bunları söylerken umutsuz falan da değilim. Türkiye bu süreci yaşayacak ve eninde sonunda sonlandıracak. Eninde sonunda akli selim galip gelecektir. Bu millet öyle 3-5 kilo kömüre, ya da Amerika kaynaklı dini söylemlere uzun süre kanmaz. Zaten bu yönde ciddi gelişmeler var. Artık insanlar daha sakin ve akılla düşünüyorlar gibi. Bu nedenle iktidar fevrileşiyor, saldırganlaşıyor.

Ya bu arada, seni Fettullahçıların arasında düşünüyorum da, gülüyorum. Sen sarışınsın, eninde sonunda seni kovarlardı zaten...:) Allaha şükür ki, küçükten biraz cami ve hoca gördük de, bunların safsatalarına inanmıyoruz ya da işin aslında ne olduğunu biraz biliyoruz. Bu arada kitap falan yazmaya niyetin varsa lütfen yaz. Ben baskısını hallederim. Ya da kendi hayat hikayeni yaşadıklarını şunu bunu kaleme alırsan, onu matbu hale getiririz.

Ömer, bu bilgisayarda çocuklarımın resmi yok. Bu nedenle şu an için gönderemiyorum. Benim çocuklar bir kız bir erkek ve ikizler. Tabi ki çok şekerler. Ama işte hayat böyle. Neyse, deşmeyelim fazla yaralarımızı. 25 Aralık'ta geldiğinde bol bol konuşuruz. Tamam bize ait şeyler konuşalım ama güzel şeyler konuşalım. Yoksa hepimizin yaraları çok derin, fazla deşmeyelim. Ben usulen sana adresimi vereyim. Mollafenari Sok. Asmalı Han, kat 2. Altında Koç köfte salonu diye bir yer var. Ben olmasam da mutluka birileri vardır. Üst ve alt kattakiler benim kiracımdır. Onlara da sorabilirsin. Oturur yer içeriz bir şekilde. Sabahta seni uğurlarız.

Kardeşim, yanaklarından öpüyor, sana ve ailene hayırlı günler diliyorum.







.AOLWebSuite .AOLPicturesFullSizeLink { height: 1px; width: 1px; overflow: hidden; } .AOLWebSuite a {color:blue; text-decoration: underline; cursor: pointer} .AOLWebSuite a.hsSig {cursor: default}

Saturday 19 December 2009

Kayip arkadasa mektup

Mailini bir kac kez okudum.Bu detayli mailin icin cok tesekkur ederim.Uzun yillar gorusememis olmamiza ragmen, hep aklimdaydin.Tekrar iletisim kurunca da cok sevindim tabii..

Ben york’da 3 yil kadar deri magzalari olan bir firmanin mali isler sorumlusu olarak calistiktan sonar, 2004 yili basinda guney sahilindeki sehir olan Brighton’a tasindim ve orada bir mali musavirlik firmasinda 2 yil kadar mali musavir olarak calistim.Bu arada 2004 yilinin temmuz ayinda burada evlendik, ancak 2005 yilinin ocak ayinda hem adapazari’nda hemde istanbul’da iki dugun yaptik.Istanbul’daki yesilkoy’de denizkenarinda guzel bir yerde oldu.Iki dugun de cok guzel oldu.Keske senide davet edebilseydim.

Cocuk sahibi olma durumu olunca alternatif seyler yapmayi dusunmeye basladik…Cunku o sirada esim de bir supermarkette calisiyordu ve bu ulkede henuz yeniydi…Epeyce bir dusundukten sonar..Ev ile isyerinin birbirine yakin olabilecegi bir is yapmaya karar verdik, bunun icin de bir market satin alip isletmenin en uygun is olabilecegini dusunduk ve internet uzerinden hem york ve hem de brighton civarinda boyle bir isyeri aramaya basladik…Sonunda su anda islettigimiz is yerini mayis 2006’da aldik…Burasi york’un en guzel semtlerinden biri…alti market (esas olarak gazete-gida-icki servisi yapiliyor) ustunde de guzel bir evi var…..Haziran 2006’da ve temmuz 2008’de olmak uzere iki cocugumuz oldu…Dogal olarak bizim icin bu cok yogun ve zor bir surecin baslangici oldu…Ama heresy kendi istegimiz ve irademizle oldugu icin, fazla sikayet etme hakkimiz da yok tabii..

Esim istanbullu, aslen baba tarafida, ana tarafi da 50’li yillarda yokoslavya’dan gocmus.(simdi moda oldugu gibi biraz secere cikarayim!) Hatta anne ve babasinin cocuklugu’da kendi cocuklugu’da senin evin oralarda (koca Mustafa Pasa-cerrahpasa ve Findikzade’de gecmis ve hatta babasi cerrahpasa futbol kulubunun epeyce bir sure bskanligini yapmis.Yazlari’de heybeli adadaki evlerinde gecirmisler..Su an ailesi bostanci da oturuyor..

Ismail artik itiraf etmeliyimki (ozellikle esim ve ben ve de cocuklarimiz turk oldugumuz ve de cem artik 19 yasina geldigi icin) hala buralar da ysiyor olmak beni cok mutlu etmiyor..Pek tabiiki kendi ulkemde yasamak istiyorum artik…Cocuklari da orada buyutmek istiyorum…Hani dogdugum yermi yoksa doydugum yermi ikilemi yok bende…….cunku biliyorumki biz burada da orada da doyariz…Benim icin asil sorun, senin de mailinde uzunca degindigin gibi Turkiye’nin su anki hali…

1985 yilinin Eylul ayinda Turkiye’den ilk ayrilirken gunlu tutuyordum ve o gun gunlugume “cok sevdigim ulkemden bugun ayriliyorum, amacim dunya dili olan ingilizceyi cok iyi bir sekilde ogrenmek ve eger mumkun olursa kendi meslegimde yuksek lisans egitimi yapmak ve de cok kalmadan donup bir cok cikmazlar icin de olan ulkeme hizmet etmek” diye yazmisim…

Dusunuyorumda ne kadar saf ve temiz duygulara sahipmisiz vatanimiz ve milletimiz icin…(Cumhiriyet hic bir acitan taktir edilmese bile, vatandaslarina bu duyguyu asilayabildigi icin taktir edilmelidir en azindan ) Ama su anki durum?!! Gercekten icler acisi…Bazen diyorumki…..Ulan.. bu ulkeyi yonetenler sadece sen ve beni dinleyerek (yanlarina danisman olarak mesela) bu ulkeyi yonetselerdi su an en azindan bu boklugun icinde olmazdik…

Sen de bende yillar oncesinden bu konular uzerine cok duyarli ve kafa yoran istisnai iki anadolu genci idik…ve hala daha oyle…Benim bu konulardaki bazi dusuncelerim, ITO’nun bazi raporlarinda yazili olarak bile mevcut….

Ama bazen de aklimdan ne geciyor biliyormusun ismail…Su saflikla, aptallik arsinda cok belirsiz bir cizgi vardir derler ya.. iste o hesap ….acaba farkinda olmadan ben cizgini obur tarafinami dustum?

Malum kardeniz halkinin findik olayindan dolayi su an icine dustugu durum cok trajik…Ben yillardir koye gitmezdim…gitsem bile bir gece kalip donerdim…Gecen yaz cocuklarla gittim ve 10 gun kaldim…Senle de gitmistik hatirlarsin… guzel ve durumu iyi bir koydu…Ama su anki durumu hic de oyle degil…Insanlar buyuk bir cikmaz icinde, neredeyse herkesin bagi, bahcesi, emeklilik massi vs’e icraalik…

Insanlarin dunyayi ve hayati algilayisinda buyuk bir gercek disilik var…

Ben insanlara, ozellikle oylariyala bu duruma sebep olanlara….ozetle..su an icine dustukleri durumun tesadufu veya konjonkturel bisey olmadigini…bunlarin birileri tarafindan bilincli ve kasitli bir sekilde uygulanan politiklarin sonucu oldugunu anlatmaya calistim…
Ama inan ismail bu soylediklerimin o kadar zor durumdaki insanlara en kucuk etkisini bile olmadigi gibi, o orumcek agiyla orulmus kafaliri ile beni mevcut iktidarin ne kadar iyi oldugunu iknaya calisiyorlar…Insanlar genelde Turkiye’deki mevcut siyasal durumdan memnun gorunduler bana…

Hani yukarida kendim icin soyledigim saflik-aptallik cizgisi varya ….bence Turkiye’de mevcut surecin aleyhlerine islemekte oldugu kitleler icin de belki ayni sey soylenebilir.,Ozellikle ve maalesef bizim karadeniz halki icin … resmi rakamlara gore karadenz ile dogu bolgesinde devlet yatirimlari arasindaki oran 1-250 seklinde ve hala onlar memnun halinden, dogulular degil… Hani Aziz nesin yillar once demis ya ………acaba haklimiydi adam? Hem bana gore o hesapta soyle bir duzeltme lazim…halkin yuzde 30-40 cok akilli ….geri kalan yuzde atmisin-yetmis ise yuzde yuz aptal…acaba ??acaba??

Saka bir tarafa ama, Turk halkinin (artik bu ifadeyi hala kullanabiliyorsak!) kendine getirecek bazi soklara gercekten ihtiyac var…

Neyse bu konularda cok rahat bir kitap bile yazabilirim…Ama inan hic satmaz…Turkiye’de lafi dinlenen adam olabilmek icin…Mesela Cuppeli Ahmet hoca olmak lazim…Birak orayi..buradaki bazi Turkler bile gece gunduz onlari dinliyor…

Bu turkiye meselesini bir seyle kapiycam ismail…1979 yili idi..Universite sinavini kazanamamis ve gelecegi baglanmis bir koylu cocugu iken…babama surekli baski yapiyordum…beni istanbula universiteye hazirlik kurslarina gondersin diye…benim ilahiyat mezunu (simdi bir trafik kazasinda rahmetli oldu) bir amca oglum vardi benden 10-15 yas buyuk.. ben boyle israr yaparken babama demiski…istanbulda benim bildigim bir yer var…istiyorsan onu oraya gotureyim…Babamda birgun bana tamam seni istanbula kursa yolluycam ama rahmi abinin dedigi yere gidiceksin…tamam dedim…

Morrris leyland bi traktorumuz vardi…o gun hava biraz soguk..Bizim traktor bi turlu calismaz…kac bayirdan asagi saldik yine tik yok…Baskasinin traktorlerine baglayip koyun bi ucundan obur ucuna cektiriyoruz arkasindan kap kara dumanlar cikiyor ama yine calsmiyor…neyse bir gun bekledik obur gun zor calistirdik…

Acaba o gun Traktor bana bir mesaj mi vermek istedi! Gitme bir yere, kal burada mi demek istedi?!!

Neyse…

Annem bana ozel yatak,carsaf yorgan filan hazirlamis…koyduk traktorun arkasina …sende bilirsin traktorun arkasina tahtadan kutu gibi bisey koyarlar(ismi neydi acaba?). biraz esya konsun ve insane binsin diye…iste onun icine once benim yatak ve erzaklar,ustune de ben …patika egri-bugru yollardan ziplaya ziplaya…kasabaya (kocaali) vardik istanbula gidecek otobusun bagajina atik bizim esyalari…babam gozu yasli, bizi anlimizdan optu ve istanbula yolculadi…

Topkapida beni rahmi abim karsiladi….daha sonar kalacagim yere goturdu…Istanbul Bahcelievlerde bir eve gittik…Beni biriyle tanistirdi…Bu evin imami dedi…O ne derse dinliyceksin…tamam abi dedim…Sonra sabah oldu bir minbus aldi beni icinde belliki degisik evlerden toplanmis birsuru benim gibi koylu cocuklar…Istanbulu bastan basa gectik ve Camlica tepelerinde hala insaat halinde bir caminin derme catma bodrum katina goturulduk…Burasi universiteye hazirlik kursunu gorecegimiz yermis…

Aksam minibuslerle..yine evlere…Bana hic bi sekilde bunlarin kim oldugu anlatilmiyor…Cemmat halinde namaz ……..arkasindan……sohpet varmis? Kitap okuyacagiz dediler…Ortaya cikartiklari kitaplar bil bakalim ne…Kuran beklersin degilmi? Hayir…Saadi Nursi Risaleleri..Universiteye girebilmek icin bunlara dayanmam lazim dedim kendi kandime….ama sadece uc ay dayanabildim…Sonra hepsine kufuru basip koye dondum…

Babam o zaman” oglum hic degilse kendin icin katlansaydin” dedi.O zaman galiba soyle birsey demek istedi…”onlar gibi ol,dediklerini yap, fazla sorgulama, degisik seylere kafa yorma ve onlar gibi kolay bir hayat yasa”.

Bazen soruyorum kendi kendime..”acaba babam haklimiydi !!??yoksa yillar sonar ben de mi teslim oluyorum!!?

Sonrasinda olanlari da kisaca yazayim…Istanbul da dairesi olan bir halam vardi…Gittim ona yalvardim..Hala univeriteye gitmek istiyorum …onun icin de istnbul’da kursa gitmem lazim..ne olur sizing daire de kalayim…ikna oldu ve kabul etti..sonra kabatas’da set ustunde bir kursa yazildim ve o kursta da senle tanismamiza vesile olan Fikret Guney (nerelerde simdi? neler yapiyor acaba??) ile arkadas olduk…Hikayemizin sonrasini da biliyorsun zaten...

Ismayilcigim kusura bakma, mailimin Turkiye kisminina bu kadar detayli girmeye hic niyetim yoktu, ama icimden geldi yazdim…kafani sisirdim bu mevzularla kusura bakma…
Aslinda daha farkli seyler yazmak istiyordum.Ama email cok uzun oldu zaten artik diger konulari gelecek mailde yazarim..

Baglamam gerekirse ismail…Turkiye’ye donmeyi cok istiyorum, am boyle bir Turkiye’ye donmek ne kadar akil kari bundan hic emin degilim?? Bu konuda tavsiyelerin benim icin cok degerli olacak….

Ismail gonlundeki bazi seyleri gerceklestirebilmis olmana cok sevindim…Cagloglunda aldigin is hani cok mutevazi ve guzel gorunuyor..Hayirli, ugurlu olsun…Ayriliklar pek tabiiki her yonuyle cok uzucu…ama kaderde varsa yasamak, yasiyor insan….Sunu bilmeni isterimki, benim de ileride senin cocuklarin yetismesinde bir katkim olabilirse seve seve yaparim…Mesela ileride buraya lisanlarini ilerletmek icin yazlari filan gelmek isterlerse, kapimiz onlara herzaman sonuna kadar acik…

Mailime bir kac aile fotografi ekliyorum…..son hallerimiz nasil bi gor diye…gelecek mailinde sende uygun gorecegin bazi resimler gonderirsen sevinirim…

Burada mailimi bitirirken en icten sevgi ve selamlarimi sunuyorum

Wednesday 9 December 2009

Arkadaslarla yazismalar

Iktisat 85- grup yazismalari …from October 2005 to July 2007, Brighton and York

Re: 06.10.2005 tarihli yeni giriş
gokhanveziroglu@h...> wrote:
Arkadaşlar,

Ömer İskender arkadaşımız aramıza katılmıştır.

Sevgili Arkadaslarim,
Ben ne yazikki sizlerden 4000 km kadar da uzakta olmam (Ingiltere)
dolayisi ile sizlerle sanal bir ortamda da olsa bulusabilmekten
gercekten son derece sevinc duyuyorum.En son gorusmus olma sirasina
gore;sevgili Bulent kirali,halit acarturk,yilmaz erturk,serhan oksay
(Londra elciliginde),Altan senturk (tesadufen londra'da bir
pub'da),levent terliksiz,turgay taskin,misra tutanc (yine yillar once
tesadufen londra'da yildiz kenterin bir oyununda),orhan
ayartepe,enver koltuk,ece ve nilgun,bulent tarlan ve mezuniyetten
sonra hic gorusemedigim diger butun arkadaslara en icten sevgiler
selamlar

omer iskender



Ömer merhaba,

cooooook yillar sonra senden haber almak ne guzel... Ozhan herzamanki
buyuk organizatorlugunu gosterip balo isine de el atsin, belki denk
getirip buralara gelirsin, seninle de gorusuruz kimbilir???



herkese sevgiler,
Nilgü
Evet, Ömer Sakaryalýdýr, yanlýþ anýmsamýyorsam Karasu idi, deðilmi Ömer, aslýnda bende uzun zamandýr görmemiþtim kendisini,

Ömer bir Ýngiliz ile evlenerek Ýngiltere’ye, Enver’de ( Koltuk ) Fransýz ile evlenerek Fransa’ya yerleþtiler. Bende bir Alman ile evlenip Almanya’ya gidecektim bütünlüðü bozmamak açýsýndan, ama olmadý bir Türk ile evlendim Aslýnda Uluslararasý Ýliþkiler bölümünde okumamýz mutlaka özel hayatýmýzda da Uluslararasý iliþkiler kurmamýzý gerektirmez dedim ama onlar öyle yorumladýlar

Þaka bir yana sevgili Ömer, sesini yeni yeniden duyduðuma ve bu grupta aktif olarak yer almana sevindim,
Halen daha Londra civarýndasýn deðilmi, Mesafeyi 100 km altýna düþürmeye niyetlendiðin zaman haberimiz olsun mutlaka, çok özledik seni sahi en son ne zaman gelmiþtin Türkiye’ye

Bülent Kýrali

Selam

Ömer Ýskender......
Yýllardan sonra bu kadar uzaktan da olsa selamýný almak çok keyifli.Evet,çok
uzaklardasýn ama haberleþebiliyor olmak bile sevindirici.Belki bir sonraki
toplantýya katýlabilirsin ?
Arkadaþlar,yemekte ortaya atýlan 20. yýl balosu fikrine göre tarihini
belirlesek belki Ömer gibi uzakta olan arkadaþlar da katýlým
planlayabilirler??
24 Aralýk düþünülmüþtü? Oylayalým ve yerimizi de ayrtalým isterseniz .
Sevgiler
Ece

Merhaba Bülent,
Sanýrým en son THY da staj yaparken görüþmüþtük. 1985 yýlýnda yani 20 yýl önce.
Selamlar
Serpil



Evet, Ömer Sakaryalýdýr, yanlýþ anýmsamýyorsam Karasu idi, deðilmi Ömer, aslýnda bende uzun zamandýr görmemiþtim kendisini,




Ömer bir Ýngiliz ile evlenerek Ýngiltere'ye, Enver'de ( Koltuk ) Fransýz ile evlenerek Fransa'ya yerleþtiler. Bende bir Alman ile evlenip Almanya'ya gidecektim bütünlüðü bozmamak açýsýndan, ama olmadý bir Türk ile evlendim:-) Aslýnda Uluslararasý Ýliþkiler bölümünde okumamýz mutlaka özel hayatýmýzda da Uluslararasý iliþkiler kurmamýzý gerektirmez dedim ama onlar öyle yorumladýlar:-)




Þaka bir yana sevgili Ömer, sesini yeni yeniden duyduðuma ve bu grupta aktif olarak yer almana sevindim,


Halen daha Londra civarýndasýn deðilmi, Mesafeyi 100 km altýna düþürmeye niyetlendiðin zaman haberimiz olsun mutlaka, çok özledik seni:-) sahi en son ne zaman gelmiþtin Türkiye'ye













Sevgili Arkadaslarim,

20 yila yakin suredir gurbette (bunca yildan sora hala gurbet!)
yasiyor olmamdan olsa gerek,sizlerden haber almak beni biraz
dygulandirdi.Elinize saglik..cok tesekkurler.Bu vesileyle gurubu
olusturan arkadaslara (Ozhan Ve Gokhan) bir kez daha tessekurler.

Bulent'cigim en son sanirim 1994 yilinda gorusmustuk.Seni O zaman
Levent civarindaki evinde ziyaret etmistik.Andrea'da sizleri ailecek
cok sevmisti.

Hatta kizimiz olsa adini betul koymak istiyordu.Ama
oglumuz oldu ve adini cem koyduk.Maalesef o evliligim ayrilik ile
sonuclandi.Simdi ise bir turk ile evliyim ve mutluyum.Adi Huma.

Buradaki yazismalardan gordugum kadariyla Koc Bank Bilgi islem
bolumundesin.Umarim iste keyfin yerindedir.Betul nasil? Ona da cok
selamlar.Ayrica benim bildigim bir oglunuz vardi, kimbilir ondan
sonra da cocugunuz oldu.Sizi ailecek en yakin zamanda gorebilmeyi
gercekten cok isteriz.

Hatirlarsan bizim zeynep kamil yakinindaki evde enver sen ben
sinavlara hazirlanirken, arada sirada balkona cikar cay sigara
muhabbeti yapardik.Sen o balkona "mutluluk balkonu" adini
vermistin.Gercekten de hafizami soyle bir yoklayinca, o
muhabbetlerimiz cok guzeldi.

Araya Turkiye'yi kurtarma muhabbetleri de
koyardik.Enver biraz turkiye merkezli sosyalizim, sende biraz
eski "sovyet" merkezli sosyalizim tezinizi savunurdunuz.(tezleri
yanlis animsiyorsam kusura bakma)
Bende evsahibi olmamdan olsa gerek
(!),ikinizin arasinda bir pozisyon alirdim.

Dogrusu dunyanin bu kadar
cabuk ve bu sekilde degisecegini hangimiz ongorebilirdi.

Ayrica ben
butun birikimlerimi ingiltere enver de fransa icin
kullandi.

Turkiye'nin AB uyeligine aldiklari pozisyon itibariyla
Enverin emekleri biraz bosa gitti galiba, ama benimkiler biraz ise
yaradi heralde!

Ben buradaki bir universitede aldigim ihtisas egitiminden sonra
mali musavir-muhasebeci olarak calismaya basladim.Su an guney
sahilindeki Brighton sehrinde yasiyorum.Londra'ye bir saat mesafede.

Sepil, bulentin de soyledigi gibi ben Sakarya'nin karasu
ilcesindenim.Ama ailemizden adapazari merkezde yasayan cok kisi var.
Karsilasirsak birbirimizi cikarabiliriz belki.Ayrica buraya tekrar
yolun duserse haberim olsun belki gorusebiliriz.Siz su an neredesiniz?
Neyle ugrasiyorsunuz?

Ece, mailin icin cok tesekkur ederim.Gelecek organizasyonda aranizda
olabilmeyi gercekten cok isterim.Yillar once de olsa sizinle
arkadasligimiz gercekten cok guzeldi.Sen nasilsin? neler yapiyorsun?

Nilgun,cok tesekkur ederim.Ece'ye de dedigim gibi umarim yeni
organizasyonarda gorusup hasret gideririz.Sen nasilsin? neler
yapiyorsun?

Petek, tesekkurler.Seninle en son ne zaman gorustugumuzu
dusundum.Saniyorum Uskudar vapurun da karsilasmistik.Kimbilir kac yil
once!E-mail'inden anladigim kadariyla arastima sektorunde
calisiyorsun.Daha once de PIAR'da calismistin.Umarim herkonuda keyfin
yeridedir.

Bir animla bu uzun maili bitirmek istiyorum.

Misra, ece , galiba birde
emel Merkez binanin bahcesinde sisli bir gun yemege doru
yuruyorduk.Misra sabah sisten dolayi kadikoy'den vapurlarin dogru
durust calismadigini soyledi. bende saka olsun diye suya atlayip
yuzerek gecseydin gibi bisey soyledim.Megerse onunla hic dalga
kecilemyecek bir konuyu secmisim."ben cok iyi yuzerim, milli
yuzucuyum.Turkiye rekortmeniyim" dedi.

Boylece Turkiye rekortmeni
yuzucu bir arkadsimin oldugunu da ogrenmis oldum.Sonraki haftalar da
da magazin gazetelerinde onun boy boy ve madalyalarla dolu
resimlerini gormustum.

Neyse ben de bu grubun en uzun e-mailini yazma rekorunu kirmisimdir
heralde...

En kisa surede sizlerle gorusebilme ve iletisimimizin surekli olmasi
dilegi ile hosca kalin


Omer Iskender

Merhaba Arkadaþlar!!

Ben Kaan Birsen.... bu yemekten Erkin Kaya söz etmiþti ve bende katýlmayý
çok istememe raðmen katýlamadým....þimdi sitedeki resimlere bakýnca nasýl
duygulandým anlatamam. Hayatýn içinde kaybettiðimiz geçmiþteki tanýdýk
yüzleri tekrar görmek bir sürü acý tatlý hatýrayý paylaþtýðýmýz eski
arkadaþlarý hatýrlamak çok hoþ.ayrýca bu mail gurubunu akýl eden ve beni üye
yapan arkadaþlara da çok teþekkür ederim. Bundan sonra yapýlacak her türlü
organizasyonda yer almak isterim.

Sevgilerimle,

Kaan


>
> Ben Kaan Birsen.... bu yemekten Erkin Kaya söz etmiþti ve bende katýlmayý
> çok istememe raðmen katýlamadým....þimdi sitedeki resimlere bakýnca nasýl
> duygulandým anlatamam. Hayatýn içinde kaybettiðimiz geçmiþteki tanýdýk
> yüzleri tekrar görmek bir sürü acý tatlý hatýrayý paylaþtýðýmýz eski
> arkadaþlarý hatýrlamak çok hoþ.ayrýca bu mail gurubunu akýl eden ve beni
> üye
> yapan arkadaþlara da çok teþekkür ederim. Bundan sonra yapýlacak her türlü
> organizasyonda yer almak isterim.
>
> Sevgilerimle,
>
> Kaan
>


Tekrar selam Petek,

Kendi isini kurup, basariya kilip, bugunlere getirebilmen bence cok
buyuk bir olay..Tebrik ederim dogrusu..Is yaparken olaya sadece
ticari bir gozle bakmayip,olayin insani boyutunu da dikkate alabilmek
cok kolay olmasa gerek...Mesela burada kamu sorumlulugunun en ust
noktalarinda bulunmus eski basbakanlar bile, siyaseti biraktiklarinda
ilk yaptiklari is uluslararsi sigara tekellerine danismanlik yapmak
filan...

Isinin uluslararasi boyutundan doloayi buralara yolun dusuyormu?
Duserse haberim olsun..yillar sonra gorusebilmek gercekten cok guzel
olur..Mesela gruptaki arkadaslarimizdan biri haftaya Londra'ya
geliyor ve insallah bulusucaz..

Herseye ragmen iletisimimizi surekli tutarsak cok sevinirim..

Kolay gelsin..

Sevgiler

Omer



Kaan selam,

Seninle de en son Besiktas'da is bankasi mufettislik sinavinda
gorusmustuk.O zaman yanilmiyorsam adabank'daydin.Nasilsin? neler
yapiyorsun?

umarim keyfin yerindedir.

Sevgiler

Omer iskender

Merhaba Ömer,

Yahu bende sabahtan beri hatırlamaya çalışıyorum biz en son Ömerle nerede
karşılaştık diye. Seninle Adapazarı'ndan da tanışıyoruz biz.
yanılmıyorum dimi? Ben Akbank müfettişliği ve ardındanda şube
müdürlüğü yaptım Egebankta sonra bankacılığı bıraktım ve tekstil
sektÃrüne geçtim. Åžimdi kardeÅŸimle ortak olduÄŸum bir Bayan hazır giyim
şirketinde beraberce çalışıyoruz.


Kaan selam,

Seninle de en son Besiktas'da is bankasi mufettislik sinavinda
gorusmustuk.O zaman yanilmiyorsam adabank'daydin.Nasilsin? neler
yapiyorsun?

umarim keyfin yerindedir.

Sevgiler

Omer iskender
Re: Kim ne yapiyor?

Arastirmacilik senin ruhuna islemis...Ben de maalesef Muhasebe-
finans...Heral de en ideal meslek bu olmasa gerek...

omer iskender
[Iktisat1985] Re: Kim ne yapiyor?

Omer merhaba,

Haklý olduðunu söyleyeyim, ben de once Teftis-Denetim- Þimdi de mali iþler
ile uðraþýyorum.Tabiki çok eðlenceli ve keyifli deðil, herhalde dünyanýn baþka
bir bölgesine de gidilse sonuç deðiþmiyor.

Sevgiler,

Salim Zaimoðlu

Sevgili Omer, Okumamis bir kadin olsaydim, herhalde camda oturup gelen
geceni dikizleyen mahallenin dedikoducu teyzesi olurdum; merakliyimdir
yani. ;-))

Saka bir yana, sorma nedenim su: degisik sektorlerden bir suru musteri ile
calistigim icin bazen arkadaslarimi karsima cikan, musterilerin bana
danistiklari degisik is olanaklarindan haberdar edebiliyorum. Baskasi
kazanacagina arkadasim kazansa fena mi olur?

Sevgiler,
Petek C. Dalyan

Selam, iste sana farkli bir sektör Petek, tanitim ve reklam
incelemek istersen www.karsitnokta.com.tr
www.assist.com.tr .
RE: [Iktisat1985] Re: Kim ne yapiyor?

Merhaba Petek,
Adını anımsıyorum ama gÃzümde canlandıramadım seni, belki sen beni
hatırlarsın.. Evet ben de çok farklı bir sektÃrde deÄŸilim. BaÅŸlangıçta
turizmdi zevkliydi ama 1992 den bu yana sigorta sektÃründeyim..seçme ÅŸansım
olabilseydi tamamen farklı kulvarlarda olurdum herhalde..
Sevgiler

Ferhan Eser KahyaoÄŸlu
Re: [Iktisat1985] Re: Kim ne yapiyor?

Merhaba arkadaÅŸlar

Okuldayken rakamlarla aram çok iyi olmasına rağmen asla bankacı ve muhasebeci olmam dedim. Bankacı olmadım ama ilk işim bir muhasebe bürosunda çalışmak oldu. Sonra 7 yıl bağımsız dış denetim, 10 yıl iç denetçi olarak çalıştım. Aşağı yukarı 3 yıldır da Polat grubunun mali işler grup başkan yardımcılığını yapıyorum.
Ä°ÅŸin Ãzü muhasebeyi doÄŸrudan yapmadım ama hep etrafında dolandım. Hala muhasebeyi sevmediÄŸimi itiraf ediyorum.

Herkese iyi akÅŸamlar

Nilgün Koçoğlu (Aytekin)

RE: [Iktisat1985] Re: Kim ne yapiyor?

Merhabalar,
Burdan oturmuþ izliyordum ben de ne güzel , Petek hn. dediði gibi gelen geçeni ,
istedim ki biran herkesi tanýyan kucaklayan bir arkadaþýmýz güzel bir liste yapsa ad soyad adres telefon vb. yanýsýra uðraþýsý lokasyonu gibi , herhangi bir ihtiyaç halinde birbirimize ulaþma bilgi alma verme teklif ve davet etmekte kullansak.(el kitabýmýz rehberimiz olsa.)
Bir çeþit dayanýþma destek kulubü oluþtursak güç birliði haline gelsek güzel olur herhalde. Yemekte az biraz da olsa sohbetini etmiþtik birkaçýmýz , gerek toplanmayý örðütlemekte gerekse aþaðýdaki detaylarda birbirimize avantaj saðlamakta hatta yardým etmekte el atmak daha kolay olsa gerek ihtiyacý olana ..
Sevgilerimle,
Þ.Tahir Yaþdal
Re: [Iktisat1985] Re: Kim ne yapiyor?

Sevgili Bülent, Ömer, Petek ve herkese merhaba,
Aradan bunca yıl geçti, doğal olarak herkes merak ediyor: Kim ne yapıyor diye..
Ben turizm sektöründeyim, ailenin otelini işletiyorum Beyazıt'ta (Antik Hotel). Tekstil ve fidancılık, peysaj da diğer yan meşguliyetler. Yuvarlanıp gidiyoruz işte.

Herkese sevgiler, selamlar
Abdullah Demir
Abdullah Merhaba

Ben de turizm sektorundeyim. Paris'te seyahat ajentem var.
Bunun disinda yayin evi (Editions Caft) ve mali Musavirlik
vb faaliyetler var....

Buradan gurup gonderebilirim

selamlar
enver
Arkadaslar,

Aramizda Dalaman'dan Kusadasina kadar olan kiyi seridinde ,
ingiliz'lere emlak satisiyla (arsa -ev) ugrasan biri varmi?

Omer iskender,Ingiltere

Merhaba Ben Songül (Nam-ý diðer Marmaris'li Gül ve Mersin'li Ayþe Keþ'in
arkadaþý ) Alper (Kabil),

Ýktisat Fakültesi Uluslararasý Ýliþkiler Bölümü '85 mezunuyum...
20 yýllýk iþ hayatýmda iletiþim (Motorola), turizm (Tjeborg Rijer & 2000
Tur) , týp (Medikolens) ve Maðaza/Kredi Kartý(Kart Yönetimi -Üye iþyeri
iliþkileri -Benkar-Boyner Holding) sektörlerinde aðýrlýklý kurumsal satýþ &
pazarlamada çalýþtým. Baþlangýçtan beri mezun olduktan sonra kendime sözüm
olmasýna raðmen (hiç bir zaman bankada çalýþmayacaktým) dönüp dolaþýp
Advantage Card'ýn HSBC Bank A.Þ'ye satýlmasýyla son 3 yýldýr hasbel kader
bankacý olmuþ ve halen HSBC Bank A.Þ. genel müdürlüðünde çalýþmaktayým...

Bu gruptan haberdar olmamý saðlayan ve mezun olduktan sonra en sýk
görüþtüðüm ve bir ara görüþemediðim en has üniversite sýnýf arkadaþým Dogan
Güneþ'e teþekkürler....

Ömer Ýskender arkadaþýmýza Marmaris'in Söðüt köyü (Bozburun yaný, Kos adasý
karþýsý) arsalarý ile ilgileniyor mu sorabilirmiyim? Yoksa kendisine bir
emlakçý mý arýyor?

Songül Alper
KART YÖNETÝMÝ ( CARDS MANAGEMENT )
Müdür ( Manager )
Tel / Ext: 212-366 38 54


En son 344

Bizim Bodrum'da bu iþi yapan tanýdýklar vra. Avukatlarý da yakýn tanýdýðým. Ayrýca abim Bodrum'da Hollandalýlara emlak satýyor.

Omer Iskender wrote:
Arkadaslar,

Aramizda Dalaman'dan Kusadasina kadar olan kiyi seridinde ,
ingiliz'lere emlak satisiyla (arsa -ev) ugrasan biri varmi?

Omer iskender,Ingiltere





Re: [Iktisat1985] Re: Kim ne yapiyor?

enver naber nasilsin cok yagmurlu mu paris

CAFT Contact wrote:
Abdullah Merhaba

Ben de turizm sektorundeyim. Paris'te seyahat ajentem var.
Bunun disinda yayin evi (Editions Caft) ve mali Musavirlik
vb faaliyetler var....

Buradan gurup gonderebilirim

selamlar
enver

Cappadoce Voyages
37, rue des Petites Ecuries
75010 PARIS

Tél 00 33 1 40 22 02 00

Sevgili Bülent, Ömer, Petek ve herkese merhaba,
Aradan bunca yıl geçti, doğal olarak herkes merak ediyor: Kim ne yapıyor diye..
Ben turizm sektöründeyim, ailenin otelini işletiyorum Beyazıt'ta (Antik Hotel). Tekstil ve fidancılık, peysaj da diğer yan meşguliyetler. Yuvarlanıp gidiyoruz işte.

Herkese sevgiler, selamlar
Abdullah Demir


>
>
>
>
Bulentcigim,

Nihayet enveri konusturabildik.Ama yine az konustu.Halbuki yillar once
sabahlara kadar konusurduk.Ask olsun!

omer iskender

Halitcigim,

Seninde bodrum civarinda Satinalmak icin Villa aradigindan haberim
var.Seni aradigimda daha detayli konusuruz.

Omer

Sevgili petek,

Her gurubun senin gibi bir yonlendiriciye ihtiyaci var.Grubumuzda senin
olman ne guzel.

hoscakal

omer

Yok be Omer, aslinda yonlendirme cabasindan ziyade paylasim niyeti. Bu
yaslar durup dusundugumuz yaslar. Kendimizi kiyaslamayi biraktigimiz,
rahatladigimiz, kendimizle dalga gecebildigimiz, genc yaslarin
kabizligindan kurtuldugumuz yaslar (insallah oyledir yani). Yani daha cok
eglenebilecegimiz zamanlar. O yuzden paylasmak iyi geliyor. Gerci erkekler
bu konuda kadinlara gore pek daha tutuktur ama bakalim gorelim "Iktisat
Postasi" nasil bir egilim gosterecek.

Herkese tekrar gunaydin.
Pet


Paris'te inanilmayacak kadar istisnai tam bir bahar havasi var.
Onun icin herkes cok mitlu.
Burada insanlarin morali havaya bagli.Birisine nasilsin diye sordugunda eger hava guzelse "cok iyiyim", eger kotuyse "nasil olsun, yagmur yagiyor" yanitini aliyorsun.

Onun disinda is havalari olumsuz; durgunluk ekonomisi.

Paris'e gelirsen beklerim.

hoscakal



enver naber nasilsin cok yagmurlu mu paris

Abdullah Merhaba

Ben de turizm sektorundeyim. Paris'te seyahat ajentem var.
Bunun disinda yayin evi (Editions Caft) ve mali Musavirlik
vb faaliyetler var....

Buradan gurup gonderebilirim

selamlar
enver


arkadaslar,

bugun ingiltere'de birinci haber turkiye'de ortaya cikan bird flue
hastaligi.EU labaratuvarlarinda yapilan testlerde Turkiye'deki bird
flue hastaliginin insanlara bulasabilir nitelikte olan turu oldugu
soyleniyor......Ingilizler goc eden kuslarla bu hastaligin ingiltere'ye
kadar yayilabilecegini tartisiyorlar...Yani biraz panik hali var..

Turkiye'de ise (internetteki gazetelerden okudugum kadariyla)tarim
bakani ile saglik bakani halki yatistirmak icin tv'lerde bol bol tavuk
yiyormus...

Kimin hakli oldugunu tam olarak bilemeyiz tabii..

omer iskender

Sevgili Omer ,

Fransa'da da Turkiye bir haftadir mansetlerde.Her nedense
Turkiye'ye ilgilendiren en ufak katu bir haber hemen mansetlere
tasinir.

Bence bizim bakanlar hakli,


............................


Onceden sabahlara kadar oturur cay-sigara icerek sohbet ederdik.
Cok haklisin.
Simdi "zaman bulamamak" gibi con onemli bir sorunum var.

Envercigim,

Seni ilk tanidigim zamandan beri bilirim.Zamanini en uretken sekilde
degerlendirmeye calisirsin.Cok da haklisin.Biryerde okumustum.Hayati
katlanilabilir kilan en onemli iki seyden biri "uretmek" digeri
de "sevmekmis".

Ama birde sunu diyenler var.

Yasamak icinmi "calismak"? Yoksa calismak icinmi "yasamak"?

Gruptaki diger arkadaslarimiz ne dusunuyor acaba?

Omer iskender



PS;Envercigim seni hala brihton'a bekliyorum. Paris-Diep 2 saat Diep-
brigton gemiyle 2 saat.Bir hafta sonu icin bile
gelebeilirsin.Brighton deniz kenarinda.Iyi bir hafta sonu icin guzel
bir yer.

Selamlar

omer




Gunaydin arkadaslar,

Mesele genis oldugu icin bu konu devam etsin istedim.Neredeyse benim
hayatimin yarisi ingiltere'de yarisi da turkiye de gecti.Hem ingiliz
yasam tarzini ve hem de turk yasam tarzini cok yakindan gozlemlemeye ve
de bu konuda kitaplar okumaya calistim.Dedigim gibi konunun cok degisik
boyutlari olmasina ragmen bu iki kultur arasinda benim
gozlemleyebildigim en buyuk fark "bireysel ve toplumsal sorumluluk"
noktasi.

Ingiltere'de kamu isiyle ugrasan insanlarda (genel olarak)gordugum
sorumluluk anlayisi inanilmaz.Yine kamuya maal olmus insanlarin (buyuk
bir sirket yoneticisi,futbolcu veya sanatci)da bu sorumlulugu cok buyuk
olcude tasidigini gozlemledim.

Ornegin siyasette "yetki" ile "sorumluluk" herzaman elele olmali.Ama
Turkiye cumhuriyeti tarihinde (Ataturk ve Inonu haric) hangi siyasetci
de bu anlayis vardi? Su anki iktitar Turkiye'yi pazarlamaktan
ve"yabanci sermaye irkciligindan" bahsediyor.Bu benim soylemek
isistedigime cok tipik bir ornek.Olay demegojiye dokulerek bu yetkinin
getirdigi sorumluluk unutuluyor.Herseyin bir adabi var.Herkesin hakki
olan milli servet "babalar" gibi satilmaz.Yada "parayi veren dudugu
calar" anlayisi ile satilmaz.Muhalefet de sorumsuz.Biz iktidara gelince
sizi yuce divana goturecegiz diyorlar.Siyasetci yapmayacagi isi
soylememeli.Bu da seni desdekleyen insanlara karsi bir sorumluluk.


Ornegin buraya Rusya'dan kacan Abromovic diye yahudi asilli bir Rus 10
milyar dolar sermaye ile geldi.Ama kuzu gibi.Cunku bu ulkedeki mevcut
yapi ve anlayis bu tur kisileri kuzu yapiyor.Dolayisi ile de bu tur
sermayenin bu ulkeye faydasi oluyor.Dusunelim bu adam bu sermaye ile
gelip turkiye'ye yerlesse ve fenerbahce'yi satin alsa durum nasil
olurdu?

Yabanci sermaye iyidir.Ama gittigi ulkede o sermayeyi terbiye edecek
bir yapi ve anlayis olmali.Bir bakima gittigi ulkenin hizmetinde ve o
ulke halkina saygili hale getirilebilmeli.Ama turkiye gibi ulkelerde
yabanci sermayenin ulkeye gelmesini saglayan isbirlikciler (siyasetci
ve burjivazi) elele verip toplumu nasil duzerler bunun hesabi icindeler.
O yuzden bu anlayis degismedikce, bance yabanci sermaye turkiye icin
tercih edilir olmamali.

Neden?

Cunku yabanci sermaye siyasetci-burjivazi
ikilisi icin iyi, ama halk icin kotudur.

Burada bu konudaki kisisel bir deneyimimi de anlatmadan
gecemeyecegim.Ingilter'ye ilk geldikten ve yeterince ingilizce
ogrendigim kararina vardiktan sonra (2 yil) turkiye'ye donmeye karar
vermistim.Bunun icin buradan turkiye'deki bazi firmalara is basvurulari
yapmak istiyordum.O zamanlar Internet filan olmadigindan DPT yapanci
sermaye baskanligina mektup yazip turkiye'deki yabanci sermaye
sirketlerinin listesini istedim.Sagolsunlar gonderdiler.Hemen hemen
hepsine cv ile mektup yazdim.Mektuplarin yaklasik dortde biri "bu
adresde boyle bir firma mevcut degildir" damgasiyla bana geri
geldi.Acaba neden?

simdilik hosca kalin

omer iskender

enver'e


Envercigim,

Ikimizde calaisma hayatimizin hemen hemen tamami avrupa da
gecirdik.Buradaki measjlarimizdan turkiye ilgili dusuncelerimizde cok
radikal oldugumuz ortaya cikiyor.Bunun neden boyle oldugu dogal
olarak merak konusu olabilir.Insan hayatinda "dogdugu yermi" "doydugu
yermi" diye bir ikilem var.

Biz hukuki haklar acisindan dogdugumuz yerde de doydugumuz yerde de
ayni haklara sahibiz.Ama neden "dogdugumuz yer" olaylara bakisimizda
belirleyici oluyor? Mesela turkiye ne kadar bizim birakdigimiz
zamanki turkiye?Ve bizim acimizdan yasamakta oldugumuz ulkeler ne
kadar ilk geldigimiz zamanki gibi?Mesela hem sen hem de ben
cocuklarimizi tamamen bu ulkelerde buyutmedikmi?

Oncelikle yukaridaki sorulari ben zaman zaman kendime sordugum ve de
hicbirzamn net cevabini bulamadigim sorular.Sadece sundan sundandir
heralde diye cevap bulabiliyorum...

Evet sen neden bir fransiz gozuyle bende neden bir ingiliz gozuyle
olaylara bakamiyoruz acaba? Eminim cocuklarimiz hic bir sekilde bir
turk gozuyle bakamayacaklar dunyaya?

Ben zaman zaman en azindan
yasadigim ulke gozuyle bakamiyorsam olaylara, iki kulturlulugun
gerektirdigi belli bir evrenselligi sahip olmaliyim heralde diye
dusunuyorum...ve belki de disaridan bakan biri icin bu nitelikte
biriyim...

Bu "belki","heralde","acaba" vs ler senin ve diger arkadaslarin
degerli dusuncelerini sormak icin.

Simdilik hosca kalin

omer iskender
enver'e

Envercigim,

Heralde "duyarlilik" sozcugunu kullansam kendimi daha iyi ifade etmis
olurdum.

Ben sahsen kendi adima, turkiye'yi ilgilendiren konularda
ingiltere'yi ilgilendiren konulara gore daha duyarli oldugumu
dusunuyorum? Sadece bu nedendir acaba diye birlikde konuyu acmak
istemistim.yanlis anlasilmadim umarim :((

hoscakal

omer iskender
enver'e ve ömer'e

Sevgili Hamdi,

Gercekten birdaha belkide hic goremeyecegim dedigim arkadaslarimdan
biri olarak, simdilik sanal da olsa seni burada bulmak gercekten
sevindirici..Umarim yakinda yuzyuze bulusmamiz mumkun olur...En son
hatirlarsan seninle yenicami yakinindaki denizbank da
gorusmustuk.Enver de bir ara orada calismisti..Ama hic birlikte orada
calismismiydiniz hatirlamiyorum...

Bizi bulusturdugu icin kardasim Dogana da tesekkur ediyorum..

Evet dedigin gibi biz birbirimizi yakalayabildikce, enver'le
tartisiyoruz..(ortalama bes yilda bir).Yine dedigin gibi hala bir cok
seye de kesin cevap bulamiyoruz..Ama hayat bizi beyazit meydanin'dan
cok farkli ortamlara goturdu....hepimizi yani....

enver'le tartismalarimizdan ben sahsen cok seyler ogrendim..Bana cok
pozitif katkisi oldu..Bungunku dunyaya bakisimda da izleri vardir..

Simdilik hosca kal

omer iskender
Orhan Pamuk ne yapmak istiyor!

Sevgili arkadaslarim,

Ben biraz bulasma niyetindeyim.Zira yurt disinda yasayan biz turkler, kendini bilmez bir takim sozde aydin dusunceli turklerin (orhan pamuk ve Yasar kemal gibi- Edebiyatci degilim edebi yanlarini elestiremem), kirlettikleri turk ve turkiye imajindan etkilenen insanlariz.Ben yukaridaki iki insan kadar turkiye'nin yakin tarihini bildigim kanisindayim. Hatta iddia edilen bazi konulari yasimiz icabi bastan sona yasadik bile.

Her seyden once sunu kesinlikle soyleyebilirim ki, turkiye de kendini aydin diye tanimlayan kimselerin cok buyuk bir cogunlugu "kompleks" ve "kapris" icinde bogulmus kisilerdir. Ornegin bu kisiler "Londra" ve "Paris" hatiralarini cesitli yer ve zamanlar da oyle anlatirlar ki her kesin agizindan ballar akar, bu shirlrde bulunamamis turkler adeta kahrederler,gidebilen insanlara giptayla bakarlar.Ben 7 yil Londra da ve 10 yil istanbul'da yasadim. Istanbul'un insan hayattina kattigi guzellik, Londra'ninkinin heralde en az 10 katidir.Bence bir istanbullunun Londraya gipta edecegi cok az sey vardir. Yeterki insanlarin ekonomik imkaanlar iyi olsun. Inanin Londra'nin bazi semtleri tartismasiz tam bir afrika..

Yasadigi ulkeye ve topluma hicbir yarar saglamayacak soylemlere neden tenezul eder bizim aydinlar(!), uzmanlik alanlari olmayan konularda neden ahkam keserler... bunu birturlu anlayamam...Nedense ingiliz aydinlar hic boyle yapmiyor...heralde bizimkiler az gelismis toplumun "ulu" kurtaricilari!!!!!!!!!

Hoscakalin ...

Omer iskender

PS: Bu arada Orhan Pamuk'un istanbul kitabini okudum...Guzel bir kitap..
Sevgili Abdullah,

Gecende kuzenimi ziyaret etmek icin internetten bakmistim.(www.easyjet.com). Hamburg'dan Londraya ucak bileti.Bir cente gidis ve bir cent de gelis (vergiler vesaire 38 euro gidis-gelis) neden Londra'ya daha cok turistin cevaplarindan biri, bir digeride bizim atalarimizda feth ettikleri yerlarde zamaninda zoral turkce ogretselerdi, belki bugun yilda milyonlarca insan ingilizce ogrenmek icin londraya degil, turkce ogrenmek icin istanbula gelirdi...buda cevaplardan bir digeri olabilir....daha da baska bircok sebep eklenebilir...

Bu arada istanbul ile Londrayi mukayese ediyoruz.....sonuc itibariyle Londra da cok artilari olan bir sehir, pek tabiiki...

Sevgiler selamlar

omer
Sevgili Serpil,

Iyiki bu konuyu actin…Biliyorsunuz Orhan Pamuk kendini dinleyen birsuru degisik kitleyi karsisinda bulunca ne soyleyecegini sasirdi…En son incise “ Turk demokrasisinin problemi AKP degil, Turk ordudusudur” sozu…Cok sasirtici (!) bir sekilde turkiye uzerine tezgahlar duzenleyenlerle, kendini aydin (!) diye niteleyen insanlarin soylemleri arsinda yine bir parelelik var…..Bundan bir sure once de bir AP vekili Ataturk’un resimlerini duvarlardan indirin demisti…

Ne tuhaf ki islam dunyasinin en demokratik ulkesini kuran,kollayan ve bugunlere getiren turk askerleri…Yine ne tuhafki bu devletin kurulmasina onderlik yapan Ataturk ,halkla butunlestigi Erzurum kongresine, askerlikten istifa ederek zamanin erzurum valisinden aldigi sivil elbise ile katilmistir…

Bugunku AKP lerin yakin gecmisteki ideolojisi ve mesguliyeti neydi acaba? Hatirlayanimiz varmi? Bu o gomlegi cikartik su gomlegi giydik demekle gecistirilebilirmi…

Ne diyelim…Pozisyonlari ulusal cikarlarimiz icin saibeli olan kisileri gecip…..Ataturk’un genclige hitabesini bir kez daha okuyalim…

Hoscakalin

Omer iskender
aldigimiz tepkiler

Sevgil Arkadaslar,

Oncelikle aynen sevgili Abdullahin dedigi gibi vatanseverlik kimsenin tekelinde degildir.Biz hasbel kader Turkiye'nin disaradan kendimizce, gozleyebildigimiz kadariyla gorunumune bir yorum getirmek istedik sadece...Kendimi kesinlikle altin kafesteki "illada vatanim" diyen bulbul gibi hissetmiyorum ......Zira istesem dogdugum ulkeye donmek benim kendi elimde.. Sonucata artik burasida benim vatanim.. (neyse buralar olayin kisisel boyutu)

Ama ayni frekanslarda konusup,tartismiyoruz maalesef..Belki en iyisi buradaki bazi arkadaslarimiz gibi isi girgir ve samataya almak en iyisi...

Tek soyleyebilecegim insanlar sahip oldugu seylerin degerini, onlarin disina ciktigi zaman daha iyi anlayabiliyor...Ben mesela meraktan Bulgaristan daglarindaki turk koylerini gezerken oradaki kadincagizlarin...yolumuzu kesip nereden gelip nereye gittigimizi sormalarini....ve bizim 40'li yaslarimiza ragman 15-17 yaslarindaki kizlarini bulari es olarak alin,onlari buralardan kurtarin diye yalvarislarina cok uzulmustum....Her evin tepesinde evlerden buyuk canak antenlerin hepsi Turkiye'ye cevriliydi...Turkiye otobusle sadece 2 saat mesafede oldugu halde...

Ununtmayalimki bugunku Turkiye vatandaslarinin hemen hemen tamami, birzaman biryerlerden anadoluya surulmus insanlardir...bunu unutmamak lazim....Umarim yine gunun birinde anadoludan baska bir yerlere surulmek zorunda kalmazlar...

Turkiye uzerin dinledigim ve katildigim tartismalarin cogunun sonunda "ya su benim ingilizler ne kadar akilli insanlarmis" deyip onlari bir kez daha taktir ediyorum...

Hoscakalin

Omer iskender
bir deli bin akilli

Arkadaslar,

Bu Orhan Pamuk hikayesi biraz "bir deli kuyuya bir tas atar sonra bin akilla cikaramaz" hesabi..Bu tur insanlarin en buyuk marifetide budur zaten. bugun enver'in soyledigi gibi hurriyet yazari ozdemir ince'de bu deliler arasina katildi.sizlre kolaylik olsun diye asagiya bu yazi icin link koyuyorum..

Unutmayalimki ,su anda Turk ordusu irak'da filli savas halindeki ingiliz ordusundan cok daha fazla sehit vermektedir.Kendine aydin diyen bu sahis savas halindeki ulkesinin ordusuna dil uzatiyor.Abdullah, Hakkari yuksekova dedigin yerde su anda benim yegenimin kocassi daglarda gecegunduz savasiyor.Oralarin neye benzedigini ve neler oldugunu ben gunu gunune ogreniyorum sen merak etme...Ayrica ben Bulgaristana 96'da degil 2003 yazinda gittim.

Turkiye'yi Kadafinin Libyasi'na veya herhangi bir arap ulkesine benzetmek ancak bir kasitla mumkun olabilir...

merak konusu olabilir, o kadar turkiye'yi onemsiyorsak o zaman neden turkiye'de degiliz diye...Ama Turkiye icin yerkurenin her metre karesinde yapilabilecek ve yapilmasi gereken cok is var...

Arkadaslar,
var ya super bi yemekti allah razi olsun basta levent tum emegi
gecenlerden ama 2 sey
.1-rahmetli kamil'in aramizda olamayisi
2-ömer iskender ve enver koltugun bu kadar uzakta olmalari ve
aramizda olamayislari

ne biliym burktu braz içimi yani

Halit Acarturk


Sevgili Kardesim Halit,

Mesajin beni hem sevindirdi,hem duygulandirdi ve hemde
endiselendirdi.

Sevindirdi cunku yillar sonra aranizda olamasak da sizleri birarada
ve birbirinize bagli gormek beni gercekten cok mutlu etti.

Duygulanddirdi cunku bunca yil aradan sonra hala birbirimizin
yoklugunu hissedebiliyoruz ve bundan icimiz burkuluyor....

Endiselendim cunku "rahmetli Kamil" dedigin arkadasimizin benimde
okuldayken ve ozellikle mezuniyetimizden hemen sonraki 3-4 yil
boyunca arkadasligimi devam ettirebildigim ve son 15 yildir hicbir
haber alamadigim Kamil Ozturk (1988-1990 yillarinda Akbank da
mufettis idi) olma ihtimalinin cok yuksek olmasi...

Az once eski adres defterlerimi karistirim. Okuldan ayrilirken kendi
el yazisi ile yazdigi adresi

" Kamil Ozturk, Cami Mah. No 43 Macka - Trabzon".

Eger o degilse de benim goz yaslarim coktan akti bile............

Hayatin cilvesi.... bazen sevinc,huzun ve endise hep
birarada...........


Omer Iskender




Sevgili Arkadaslarim,

Cok degerli arkadasim Kamil Ozturk'un aramizdan cok erken ayrilisini bu
vesileyle ogrenmis olmak beni gercekten cok uzdu...Kamil benim
Turkiye'den ayrilmadan onceki son iki yilim olan 1988 ve 1989
yillarinda en cok gorustugum arkadaslarimdan biriydi..

Kendisi askerlikten sonra iyi bir is bulmak icin istanbula gelmis ve
onunla benim calistigim isyerinin halic ve bogaza bakan yemekhanesinde
oglen yemeklerinde bulusur, hayattan ileriye yonelik beklentilerimiz ve
planlarimizi konusuruk..

O zaman askerlik sonrasi Macka'daki baba ocaginda kendini izole edip
meslek sinavlarina hazirlik icin cok calistigini soylerdi.Girecegi
sinavlardan iyi bitanesini kazanacagi inancini bana anlatirdi.Nitekim
de oyle oldu.Bir kac ay sonra Akbank Mufettisligini kazandi..

Gorusmelerimiz ondan sonra da devam etti.O zamanlar ben hala bekar ve
is hayatinda yeni oldugum icin kazandigim parayi harcamakta cok
dikkatli degildim..Dogal olarak ay sonunu cok zor getiriyordum..Bir
defasinda aysonuna 1-2 hafta kala yine parasiz kaldim..Hemen kamili
aradim, durumu anlattim. atla gel dedi..ve sayesinde o ayin sonunu da
getirdim..

Yani Istanbul'da aile baglari olmayan iki Anadolu genci olarak
boylesi ozel durumlar da bile birbirimizi arardik..

Benim icin cok yakin bir arkadasdi..Yillar once vefatini bu sekilde
ogrenmekten dolayi kendimi hem suclu ve hem de cok uzgun hissediyorum..

ALLAH RAHMET EYLESIN,NUR ICINDE YAT SEVGILI ARKADASIM..

Aramizdan erken ayrilan ve benim cok yakindan taniyamadigim diger
arkadaslarimiza da ALLAH RAHMET EYLESIN..


Halit,Kaan,Levent,Nermin,Ferzan Misra ve diger arkadaslara da mesajlari
icin tesekkurler..

Omer Iskender

Sevgili Arkadaslar,

Turkiye'de milli kimlik "altust" oldu.Ben sahsen yurt disinda
yasamanin verdigi bir hissiyattan olsa gerek son 15 yildir "tuk
ulusunun" kimligi uzerine kitaplar okuyorum.Yani benim icin bu "moda"
bir durum degil.Su anda Tayip ve cevresindeki "alaturka" danisman
takimi, Turkiye'deki ulusal kimligi insanlarin tasidigi "biyolojik
genlere" indirdi.

Bu vesileyle sunuda soyleyeyim.biliyorsunuz cok basit bir genetik
test ile insanin hangi irktan oldugu rahatlikla ortaya cikiyor.(ben
henuz yaptirmadim!)

BBC'de seyrettigim bu tur bir programda
afrikada'ki koklerini arayan bir zenci progam da yapilan bir
testte "Turk" cikti.Tayip bunu nasil degerlendirir? bu zenciyi hangi
alt kategoriye koyar acaba!Neyse bu tayyib'in sorunu!

Biz yurt disinda yasayan turkler icin ulusal kimligimizin "altust"
olmasinin cok komik denecek boyutleri cikiyor ortaya.Ben 20 yil
boyunca soruldugunda "I am from Turkey" derdim ve de karsimdaki
Aaa "you are Turkish then" dediginde ben de buyuk be onurla "yes"
derdim.

Ama simdi boyle olmuyor. "you are turkish then" dendiginde ben artik
duraliyorum.Evet ben Turkiye'denim ama artik "turk" muyum bende emin
degilim diyorum!? bilenler "nasil yani diyor!" "biz seni bunca yil
hep Turk zannederdik" diyorlar.Bende "kusura bakmayim ben heralde
yillarca sizi kandirmisim" diyorum!Ah tayib! Buyuk adamsin!

Halbuki ben ilk ingiltere'ye gelirken gunlugume sevincele sunlari
yazmistim."Uluslararsasi iliskiler egitimim bu yil bitti.Cok
mutluyum.Artik dunya dili olan Ingilizce'yi ogrenmeliyim.Bu amacla
yarin Ingiltere'ye gidiyorum.(Ustelik de babamin ingiltere'deki
arkadasinin "ozel bursu" ile degil!!!)Dil egitimimden sonra yuksek
lisans yapmak istiyorum.En buyuk idaalim bir gun bir cok cikmazlar
icinde olan ulkeme donup, vatanimin kalkinmasi icin ustume duseni
yapmak".

Bunu 1985 Eylulunde yazmisim.Koprunun altindan cok sular akmmis..

Turkiye bugun icinde butun ilkellikleri barindiran kurt,arap, cemaat
ve tarikatcilarin ulkesi olmus."turkluk" neredeyse ayip.Ben
gosterilan hic bir alt kimlige de sigdiramiyorum kendimi.Evet ben
turk degilim heralde!?!!O halde ben kimim, benim ulkem neresi!?

Bravo tayip ve etrafindaki capulcular.Buyuk admlarsiniz!?!!

Amen!

omer iskender

Evgili Arkadaslarim,

Benim ABD de yasayan kuzenimden gelen bir yaziyi size yolluyorum (kendi yazisidir)… Burada yazilanlarin hepsine katilmamakla birlikte, icinde hem fakir oldugum cok sey var….

Ayrica bunu yazan, birlikte (6-13 yaslarimizda) belimize kadar karda, daglardan her sabah 2 saat yuruyerek ilk ve orta okula gittigim kuzenim…..O benim tanikligimda (benimle birlikte) herseyi kendi bileginin gucuyle elde ederek cok seyler basardi….

Disisleri Bakanligi “Diplomatlik” sinavini kazandi….Ama hala osmanli geleneginin surdugu ve dunya siyonist nufuzunun hala cok etkili oldugu TC Disisleri Bakanligi’nda basina neler geldigini de yazisinin sonun da ibretle okuyabilirsiniz…

Omer iskender

>From: Recai Iskender
>
>Ey Turk;

>Turkun Turkten Baska Dostu Yoktur. Gerisi yalandir. Tarih tekerrurden ibarettir. Tarihini bilmeyenler yok olmaya mahkumdur. Bakin tarihe. Turkun Turkten baska dostu olmadigini gorursunuz. Once Cinin dostluguna aldanan Turk hakanlari Turk soyunu yok olmanin esigini getirdiler. Sonra Arabin, farsin, butun ummetin Turk dostu olduguna aldanan selcuklu ve osmanli hanedanlari ayni sekilde Turk soyunu yok olmanin esigine getirdiler. Bozkurt Ataturk Turk soyunu yok olmaktan kurtardi ve yukseltti. Turkculuk politikasini uyguladi. Kizil Rus ihtilalinde dunya iscilerinin kardesligine inanan bazi Turkler Turk soyunu Rus boyundurugu altina soktular. Hem de Avrasya'da ihtilal karisikligini firsat bilen Turan Devleti'ni yikarak Turkleri Rusun kucagina attilar. Sonra Rustan dost olmayacagini anlayinca Turkcuyum diyerek kizil zindanlardaki feryatlari kizil kursunlarla bastirildi.

Ama Turk Dunyasini esarete soktular birkere. Bozkurt Ataturk bunlari gordu ve firsat kollamaya basladi. Ama onun erken olumunden sonra devleti ele geciren Inonu Turk soyunu yok etmek icin sag-sol oyununu cikardi. Turani kurabilecek tek guc olan Turkiye'yi sag-sol atesine atti. Turk soyunu dunyada gelisen Dogu Bloku-Bati Bloku arasindaki savas atesine atti. Boylece Turan Birliginin gerceklesmesini engelledi. Ondan sonra gelen oglu Erdal Inonu ve yine takunyali kurd olan Ozal devleti kurdlerle doldurdular. Sag da sol da Turklukten baska herseye saptigi icin sonunda kurdculuk yapmak artik devlet politikasi oldu.

Sozde Turkculuk yaptigini one surenler bile kurdculuk yapmaya basladilar. Aynen Turklukten baska herseyi olan Osmanlinin Turk oldugunu one surenler gibi. Turkiyeyi osmanlicilik tuzagina dusurduler. Kurdculuk davasini palazlandirdilar. Turk soyuna ihanet eden bu adamlar Turkiyenin soydaslarimizi Rus mezaliminden kurtarmasini boylece onlediler. Turkiyeyi Bozkurt Ataturkun denk butce altin kuralindan saptirip borca ve kolelige sapladilar. Turkiye sag-sol-borc-kurdculuk atesini asip Turk Birligi'ni kuracak kuvveti gosteremedi. Hatta icerde sag-sol-kurdculuk cephesiyle disarda tarihsel ser cephesi bir arada birakin Turani bir yana Turkiye'yi parcalama yolunda cok ilerlediler. Sonunda bugun gelinen noktada kurdculuk davasi yine buyuk devletlerin himayesine girdi sicak bir sekilde. Tehlike cok yakin ve buyuktur. Care de o derece ciddi olmalidir.

Kurdculuk yapan hangi kuvvet olursa olsun mutlaka ezilmelidir. Bunun yolu da icerde ve disarda kuvvetli olmaktir. Icerde kuvvetli olmak saglam ekonomiyle olur. Bunun yolu da Bozkurt Ataturk'un izledigi denk butce kuralidir. Borc batagi olum batagidir. Bu borc-olum batagindan biran once cikmaliyiz. Bozkurt Ataturk'un buyurdugu gibi bu borc yolu bizim kolelik yolumuzdur. Bundan mutlaka kurtulmamiz lazimdir. Bunun yolu denk butceden gecer. Bunun sorumlusu sadece ve sadece bizleriz. Borc verenlere inanan ve tatli paraya heveslenen bizleriz. Bu yoldan donmeliyiz derhal. Yoksa sonumuz olumdur. Denk butceyle getirilen saglam ekonomik kuvvete dayanarak izlememiz gereken yol Turkun Turkten Baska Dostu Yoktur altin kuralina uymaktir. Bunun yolu da ordumuzun derhal Turk Dunyasi'ndaki Turkcu hareketlerle kenetlenmesidir.

Bu dava olum-kalim davasidir.

Ekonomiden aldigimiz kuvvetle kendi kendimize kenetlenip ser cephesinin Kurdculuk oyununu mutlaka bozmaliyiz. Kurdculugu kim yaparsa yapsin bu iki altin kuralla (denk butce ve turk kenetlenmesi) hepsini dagitabiliriz. Hem de karsimizda tum dunya da olsa bunu milyarlarca kez basarabiliriz. Yeter ki tamamen kendi kendimize dayanip guvenelim. Yani sadece kazandigimiz kadar yiyelim ve sadece kendi soydasimiza guvenelim. Iti-cakali Turk dostu zannedip kendimizi ziyan edip tarihin karanliklarina gomulmeyelim. Evet beyler bu iki politika Bozkurt Ataturk politikasidir. O tam bir denk butceciydi ve butun savaslarda sadece ve sadece Turk soyuna dayanip guvenmistir. Turk olmayanlarin ser cephesinin yaninda savastigini cok iyi biliyordu. Onun icin tarihte ilk kez Turk adiyla bir devlet kurmustur. Cunku o tam bir Turkcuydu. Turan icin firsat kolluyordu. Denk butceyle Turkiyeyi kuvvetlendiriyor ve Sovyetleri yikarak Turkiye'de yaptigi gibi Turk soyunu kurtarmanin hayaliyle yanip tutusuyordu. Yasasin Turkcu Bozkurt Ataturk ve yasasin Turk Dunyasi ile kenetlenmeyi talep eden Turk Ordumuz. Tanri Turku Korusun.
>Recai Iskender
>New York
>
> Meraklari Gidermek Icin Kisa Ozgecmisimi Sunuyorum:
>
> 963 Sakarya, Karasu ilçesi, Kuyumcullu KÃyünde dogdum.
> Dogustan Turk Milliyetcisiyim. 1985 yilinda Ankara Siyasal Bilgiler
> Fakültesi Uluslararasi Iliskiler BÃlümü'nü bitirdim.
> 1986 yilinda Kamu YÃnetimi bÃlümünde master okudum. Aralik 1986
> tarihinde Disisleri Bakanligi'na meslek memuru olarak girdim. Güvenlik
> sorusturmalarim biraz gecikti. Lise yillarinda Turk milliyetcisi
> oldugum ve Ecevit Doneminin getirdigi solcu idareye karsi Komunistleri
> Tutuyorsunuz, Milliyetcileri Eziyorsunuz seklinde hakaret ettigim
> gerekcesiyle Karasu Asliye Ceza Mahkemesi'nde mahkum oldum. Yasim
> kucuk ve yalniz kaldigim icin kendimi savunamadim. Mahkumiyet aldim ve
> bunutemyiz bile edemedim 1980 askeri darbesinden once aldigim bu sicilden
> dolayi
> hayatimi kararttilar. Gizli sicil sorusturmasiyla gelen siyasi gecmisimden
> rahatsiz olanlar temel haklarimi ihlal ederek bana zulmettiler. Once
> 1983 yilinda normal turist pasaportu almak icin yatirdigim harclar ve
> yaptigim butun
> girisimler bosa cikti. Bir Siyasal Bilgiler ogrencisi olarak normal
> turist pasaportu bile almayi basaramadim. 1987 yilinda askerligimi
> yaparken siyasi gecmisim bildirilince askerligim yandi. Bir suru cezalar
> aldiktan sonra duz er olarak terhis oldum.Disisleri Bakanligi'nda gizli
> sorusturmam gec
> geldi. Ancak pir geldi. Once meslek memurlugu sinifindan idari
> memurluk sinifina tenzil edildim. Boylece artik hariciye mesleginden
> cikarildim ve Disisleri Bakanligi yonetiminden asagilara atilmis oldum. Buna
> karsi
> idare mahkemelerinde actigim davalara tepki olarak dort kere
> Bakanlik'tan atildim. Hepsine karsi tam 12 yil hak arama mucadelesi verdim.
> Mahkemeler; dunya rekoru kiracak sekilde benim Disisleri Bakanligi'nda
> tam 12 yil aday idari memur olarak tutulmami uygun buldular. Bundan
> destek alan Bakanlik da beni tam 4 kere atmaya cesaret etti. Sonunda
> Mahkemeler benim Bakanliga donmeme de karsi ciktilar. Bunun uzerine
> Turkiye'de ekmek
> yememin mumkun olmadigini anlayinca Amerika'ya (New York;Long Island) yasal
> gÃçmen statüsünde geldim. Buradan suresi icinde Avrupa Insan Haklari
> Mahkemesi'ne basvurdum AIHM Ucuncu Dairesi bir yildir bu dunya rekoru
> olayin davasini inceliyor Amerika'da sertifikali olarak tercume isleri
> yapmaya
> calisiyorum.Bu arada Turk Dunyasi'nda birlik ve bagimsizlik mucadelesine
> dusuncemle
> katkida bulunmaya calisiyorum. Simdilik bu kadar. Saygilar sunar, hepinize
> basarilar dilerim.
> Recai Iskender
> New York

Sevgili Kaan,

Dusuncelerimizde biraz analetik, birazda sistematik olalim demissin. cok haklisin...Yazinda birazda karamsar bir tablo cizmissin...

Herseyden once sunu soylemek istiyorum..Bilirsiniz hala daha uluslararasi diplomaside ingilizlerin ustune yoktur...Churchil'e sormuslar "surada-burada yaptiklarinizin insanlik icin iyimi kotumu" diye o da "bizler icin iyi kotu diye birsey yoktur.bizim icin ingiliz halkinin cikarlari vardir" demis.Dogrusu su an yasiyor olsa, bu gercekcilidinden dolayi gidip elini operdim...

Biz ise, bize fasist denir bilmem ne korkusuyla, basimizi deve kusu gibi kuma sokmus bekliyoruz..Ait oldugun milletin gelecegini konusmak, bu konuda fikir one surmek neden fasistlik olsun? Bu, insanlara birtakim korkular verilerek pasifize etme yontemi...Su an korkmama, cesur olmak zamani..Yoksa yakin gelecekte hicbirsey fayda etmeyecek...

Dunyamizi, Angalo-Sakson ve siyonist ittifaki yonlendirmektedir.Butun AB butcesi sadece Turkiye'nin GSMH kadarken ,Soros neredeyse onlarin butcesi kadar parayi tek basina yonlendirmektedir.(Eger rakamlarda yanlissak buradaki uzman arkadaslar bizi duzeltebilir).

Ben bunu zaman zaman, vatandasi bulundugum iki ulke acisindan da cok sakincali buluyorum.Ingiltere icin sakincali...cunku irak olayinda oldugu gibi, bazen dunya siyonistlerinin dolmusuna geliyorlar...ABD zaten bir avuc siyonistin kucaginda...Turkiye'nin etrafinda tezgahlanan oyunlar ise, yine siyonistlerin masalarinda disign ediliyor...

ABD'nin ve dolayisi ile butun dunya'nin Orta doguya bakisi, siyonistlerin gozlugunden...Halbuki ABD ve Ingiliz halklarinin cikari bu degil....Ingiliz ve ABD politikalari siyonist etkisinden arindirilabilse pek ala "Turkllerin ideali" ile uyumlu hale gelebilir ve dunyanin bu kosesini birlikte kalkindirabilirler...Ama gelgorki birileri buna imkaan vermiyor....Hemde onlari tarihten silinmekten kurtaran bir millete karsi....Ne kadar gercekci ve acimasiz...

Kaanncigim "Turklerin" ileriye yonelik beklentilerini bir hayal oldugunu soyluyorsun.........Bence cok yanlis...Baslangicta, her ideal bir hayaldir....Ama onu gercek haline getirecek olan insanlarin kendisidir....Ne mutlu bizeki su an dunyadaki bir cok trend-gelisme(demografik,ekonomi,siyasi) bizden yanadir...

Ne yazikki tam bu asamada Turkiye'de bir kimlik sorunu cikartilarak Turklerin tarih ve kokleri ile baglantisi koparilmaya calisiyor..

Turkiye bir gun AB'deye girermi?Bana gore "kusa cevrilmis" bir turkiye belki bir gun AB'deye girer...Mesela eski yugoslavyanin bir parcasi olan, Italya sinirindaki kiytiriktan Slovenya gibi...Turkiye Slovenya degil ve olmamalidir da....

Turkiye kendi basina, benligini yitirmedigi surece, bir cekim merkezi olabilecek ve cevresindeki bor cok milleti pesine takabilecek potansiyele sahiptir...Iki avuc Siyonist ve onlarin gudumundeki iki avuc Kurt, ne kadar ugrassada boyle bir potansiyeli pek tabiiki yok edemez...

Turkiye Turklerindir.

Nasilki Italya italyanlarin,fransa fransizlarin,almanya alamanlarin ise..........

Bir azeri,kazak,Turkmen ve ozbegin istanbuld'daki hakki, bir Kurd den cok daha fazla olmalidir...

Senin yuzyillardir enerjini ve gucunu alip goturen bir insan kitlesi ile, yuzyillardir sana bir abi saygisi gosteren insan kitlesine bakis, pek tabiiki ayni olmamalidir...Bu aklin geregidir.

Yuz yil sonrasi icin bir seneryo....

Okulu bitirdigimiz bile 20 yil olduguna gore 100 yil sonrasi cok uzak bir zaman olmasa gerek....

Fransa'da bir arap cumhurbaskani, Ingiltere'de bir hintli basbakan,Almanya'da bir Turk basbakan, ABD'de bir zenci baskan.Berlin,Hamburg,Koln belediye baskanlari bir Turk...AB'de toz duman...Orta Asya Turk cumhuriyetleri sahip olduklari dogal kaynaklarini cok iyi degerlendirerek...Sanayilesmisler,medenilesmisler....Tipki Asya'nin bir zamanlarki kaplanlari gibi...Japonya gibi....Anadolu ile Orta asya arasinda Saate 200-300 km hiz yapan tren raylari....Her taraf Universiteler, Hastaneler.Nukler silahlara sahip hic kimsenin yan bakamadigi bir Turkiye ve Turk dunyasi...100 yil cok mu uzak...100 yil icin bunlar cokmu hayal?

Turkiye'den bitlis,bingol,Tuncaeli,hakkari,siirt,agri,Vani'da icine alan bir Kurdistan kurulmus...Turkiye'de mirin-kirin eden Kurtlerin adresi belli...Kurdistan....Ne haliniz varsa gorun kardesim...Osmanli Kurulali beri tam 29 ayaklanma yaklasik 30 yilda bir....Yeter artik deyip. onlari kendi kaderleri ile bas basa birakmak gerekmezmi artik...Sonuc da onlarda baska bir millet....

Biliyorum bana katilanda,katilmayanda..kizanda olacak.Ama bazi gercekleri, birileri dile getirmeli...katilan,katilmayan herkes sag olsun...

Simdilik hosca kalin...

omer iskender
Abdullah'a

Sevgili Abdullah,

Sen ne beni nede Enveri anlamisyorsun.Ben sahsen anlamanida beklemiyorum.Cunku daha once mesajinda soyle diyorsun:

"Yahu Yahu Allahaskina biraz istatistik, biraz mantik, biraz oranlama, biraz da
hesap kullanalim, bunlar dogru olabilir mi. Bu söylenenlerin dogruluguna
inaniyor muyuz (35 bin senelik tarih olur mu) inaniyorsak ben kendi adima
egitim görmemis sayiyorum kendimi...Ne deyeyim bilmem ki.."

Eger ortaya konan fikirlere katilmiyorsan, mesela turklerin tarihi hakkinda hem fikir degilsen "egitimli" biri olarak bunun dogrusunu biliyorsan anlatta burada hepimiz ogrenelim.Surekli ortaya konan fikri hicbir seye dayandirmadan alaya almak veya karalamaya calsimak "egitimli" bir insana hicte yakismiyor.

Turklerin butun kazanimlarini bu sekilde kucumseye calismakla hic bir yere varilmaz. Tarih vs konusulurken "istatistik", "oranlama", " hesap "ne demek anlayamadim. Ustelikde sen ekonometri bolumunden degilsin!

Sevgiler

omer iskender
Sevgili Arkadaslarim,

Fikir alis-verisimizin cok medeni bir sekilde devam ediyor olmasi cok sevindirici...Kaancigim seninle asagi-yukari ayni cizgideyiz....Abdullahcigim dedigin dogru ben sahsen degistim.Gecen 20 yil boyunca bence degismeyen hicbirsey kalmadi.1985 yilini bir dusun. orta avrupa-sosyalist blok vs.simdi durum nedir? Ama fikirlerimin ozu degismedi.Kesinlikle kafa tasci veya irkci degilim.Mesela bugun Turkiye'de onerilen hicbir alt kimlige yakistiramiyorum kendimi.Bence bu sekilde kategorik kimlikler yaratmak irkciligin ta kendisi.Turkiye'de o kategorik kimliklere sigdirilabilecek hemen hemen hic kimse yoktur.

Benim turkculukten anladigim sevgili atamizin tarif ettigi Turkluktur.Burada hemen hemen butun ingiliz kaynaklar ataturkun hem annesinin ve hemde babasinin Arnavut oldugunu yaziyor.(pek tabiki tartisilabilir-zira ataturk kendisi bunu bildigim kadariyla hicbir zaman dogrulamamistir) Ama bu, ne ataturk icin ne de bu irktan gecmisi olan tiger TC vatandaslari icin problem olmamistir.Cunku onlarin onemsedigi "Genetik Kimlik" degildir.Zira boyle yapmak gerekse bugun 15m amerikalinin Irlandaya,30m amerikalinin Ingiltereye,20m Amerikalinin italyaya,20m Amerikalinin almanyaya, butun kuzey ingiltere'nin iskandinavya'ya vs donmesi gerekir.

Ben kendimi belli bir ideolojiye,irka ve hatta dine sokmama konusunda cok hassasim.Bu yuzden hayatimda ne ingiltere'de ne de Turkiye'de hicbir zaman oy kullanmadim.Ozu itibariyla ve idealinde, insanlari kadegorik olarak ayristiran herseye karsiyim.Ama ne yazikki bugunku sartlarda realist olmadan kendi ic dunyamizdaki hayati yasamamiz hemen hemen imkaansizdir.Insanlari ayristirmanin hicbir sekilde pirim yapmadigi bir dunya, butun insaanligin ideali olmali diye dusunuyorum.Belki bir gun boyle bir dunya mumkun olur...

Sevgili Bulent ve Enver (cunku senide en son 12 yil once gordum) bende sizlerle sabahlara kadar devem eden sohbetlerimizi cok ozledim.Umarim en kisa zamanda bulusma imkaanimiz olur.

Bu vesile ile butun arkadaslarimin yeni yilini ve kurban bayramini kutlar,hepinize mutluluk basari ve saglik dolu nice yillar dilerim

Hoscakalin

ome iskender
Tartismaya katki...

Sevgili Petek,

Uzun uzun dokturmussun.Sagol.Bulmakta cok sikinti cektigim bircok sifat secenegide sunmussun bana.Allah razi olsun.Ama anlattiklarinda muthis celiskiler var.Mesela biz millet olarak bos islerle ugrasmisiz ve hala daha ugrasiyoruz demeye getiriyorsun.Yine oburtaraftan gece-gunduz "bir Insan Haklari" dernegi adina Lise Turk tarih kitabinda (neden Edebiyat kitabi degil? bence biraz hile var bu iste..!??) oturup ne kadar "Turk" kelimesi geciyor bunu (hemde sekreterinle birlikte-yazik kizcagaza) saydim diyorsun.

Yabanci dilin (dillerin) cok iyi olduguna gore sana tavsiyem birde otur Yunan,italyan,fransiz,alman lise tarih kitaplarinda ne kadar bu milletlerin adi tekarlanmis bunu say. Sonrada mukayese yap. Oyleya senin buldugun "tekrari", fazlami azmi diye neye gore olcecegiz!!!!!!!!Sakin "dogu" uyanikligi yapip "salak gibi boyle birseyle ugrasacagima bir avrupalinin calismasindan bu sayilari asirayim" diye gecmesin aklindan.Cunku aklini peynir ekmekle yemis zamanini,bilgisini,birikimini boylesine islerle ugrasacak, ahmak bir avrupali bulamazsin.Is yine kaliyor"akilsiz basa".

Merak ediyorum mesela neden AB yasama organinda kac PKK sempatizani vekil var ve bunlar hem avrupa parlementosunda ve dunyanin diger yerlerindeki konusmalarinda Turkiye'den bahsederken biryilda kac defe "Kurt" ve "Kurdustan" kelimesi kullaniyorlar.Bunlari neden saymiyorsun? Ustelikde cok iyi yabanci dilin var?

Acaba bu vekillerden bazilari bu tur isleri belli bir menfaat karsiligindami yapiyorlar? Ve/Veya birilerinin masalarinda yazilip cizilmis planlarin adim adim uygulanmasimi bunlar? Bunlara kafa yorabilmek varken, neden Turk tarih kitabinda"Turk" tekrarini sayma geregini duyuyorsun? Insan Haklari ile bunun ilgisi ne? Evet bu ilgiyi anlayamadim.Anlatirsan sevinirim.

"Su Cilgin Turkleri" begenmemissin.Cok sasirdim! Hic degilse icinde kactane"Turk"kelimesi gectigini saydinmi? Belki birgun "Bir Insan Haklari Dernegi" adina biryerlere bunu rapor etmek gerekir.Belkim bir gun kitaplardan en cok "Turk" kelimesi sayan insan olarak "Dunya Rekorlar" kitabina girersin.Boylece, bizde seninle bir "Turk" olarak ifthar ederiz!

Goruyorsun sevgili petek, seneryo uretebildigim gibi isi biraz da olsa girgira da alabiliyorum.Bakalim simdi baska ne sifatlar yakistiracaksin...

Mesela tuyo vereyim ...Neo-nazi!!!??

Saka bir tarafa....Yeni yilda mutluluk,saglaik ve basari dolu nice yillar diliyorum sana....

(ne olur "Turk"luge bu kadar takma!... birak bizim gibi garibanlarin tek sermayesidir bu........!!!!????)

Omer Iskender

Re: [Iktisat1985] Omer'e..

Sevgili Petek,

Hickimsenin bulasmak istemeyecegi cok uc ve hassas konulari tartisiyoruz.Bu yuzden istemeden birbirimizi kiriyor olabiliriz.

Ben "Turk" olmadan insan olmayi uygulamaya tasimis biri oldugumu dusunuyorum.Benim cok genis olan ailemde hickimse kasaba disindan biriyle bile evlenmemisken, ben bir ingiliz ile evlendim ve %50 ingiliz olan bir oglum var.Hem saniyorum, senin e-maillerinden once bu konudaki dusuncelerimi acikladigim bir e-mailimi okmumamissin.Bir kopyasini asagiya koyuyorum.

Hic sanmiyorum ki senin benim kadar "kurt" arkadasin olmus olsun.Benim kurt arkadaslarimin cogu da, bircok digerlerimiz gibi, tek ulusal kimlik potasinda eriyip "kardesce" yasamayi kabullenmis kisilerdir.Bizim bahsettiklerimiz buna karsi olanlardir.

Eger konunun hassasiyetinden dolayi kirici olduysam afola, sevgili Petek.

Omer Iskender

Okumadigini dusundugum mesajimin kopyasi;

Sevgili Arkadaslarim,

Fikir alis-verisimizin cok medeni bir sekilde devam ediyor olmasi cok sevindirici...Kaancigim seninle asagi-yukari ayni cizgideyiz....Abdullahcigim dedigin dogru ben sahsen degistim.Gecen 20 yil boyunca bence degismeyen hicbirsey kalmadi.1985 yilini bir dusun. orta avrupa-sosyalist blok vs.simdi durum nedir? Ama fikirlerimin ozu degismedi.Kesinlikle kafa tasci veya irkci degilim.Mesela bugun Turkiye'de onerilen hicbir alt kimlige yakistiramiyorum kendimi.Bence bu sekilde kategorik kimlikler yaratmak irkciligin ta kendisi.Turkiye'de o kategorik kimliklere sigdirilabilecek hemen hemen hic kimse yoktur.

Benim turkculukten anladigim sevgili atamizin tarif ettigi Turkluktur.Burada hemen hemen butun ingiliz kaynaklar ataturkun hem annesinin ve hemde babasinin Arnavut oldugunu yaziyor.(pek tabiki tartisilabilir-zira ataturk kendisi bunu bildigim kadariyla hicbir zaman dogrulamamistir) Ama bu, ne ataturk icin ne de bu irktan gecmisi olan tiger TC vatandaslari icin problem olmamistir.Cunku onlarin onemsedigi "Genetik Kimlik" degildir.Zira boyle yapmak gerekse bugun 15m amerikalinin Irlandaya,30m amerikalinin Ingiltereye,20m Amerikalinin italyaya,20m Amerikalinin almanyaya, butun kuzey ingiltere'nin iskandinavya'ya vs donmesi gerekir.

Ben kendimi belli bir ideolojiye,irka ve hatta dine sokmama konusunda cok hassasim.Bu yuzden hayatimda ne ingiltere'de ne de Turkiye'de hicbir zaman oy kullanmadim.Ozu itibariyla ve idealinde, insanlari kadegorik olarak ayristiran herseye karsiyim.Ama ne yazikki bugunku sartlarda realist olmadan kendi ic dunyamizdaki hayati yasamamiz hemen hemen imkaansizdir.Insanlari ayristirmanin hicbir sekilde pirim yapmadigi bir dunya, butun insaanligin ideali olmali diye dusunuyorum.Belki bir gun boyle bir dunya mumkun olur...

Sevgili Bulent ve Enver (cunku senide en son 12 yil once gordum) bende sizlerle sabahlara kadar devem eden sohbetlerimizi cok ozledim.Umarim en kisa zamanda bulusma imkaanimiz olur.

Bu vesile ile butun arkadaslarimin yeni yilini ve kurban bayramini kutlar,hepinize mutluluk basari ve saglik dolu nice yillar dilerim

Hoscakalin

ome iskender
Arkadaslar,

Bir mesajimda tum AB butce gelirlerinin Turkiye'nin GSMH'i kadar oldugunu yazmistim.Ancak dogrusu Turkiye butce Geliri kadar oldugudur.Ikisi de 110 Milyar Euro civarinda.Yanlisliktan dolayi ozur dilerim.

25 ulke arsinda paylastiriliyor...Bozdur bozdur harca...

AB'ne girildiginde Turkiye'nin kurtulacagini dusunenlere duyrulur !....

Sevgiler,selamlar

omer iskender
Sevgili Petek,

Ben artik bu "kendimce hassas buldugum" konulardan uzaklasmak
istiyorum.Zira daha fazla da soylenecek birsey kalmadi...Yakindan
taniyan arkadaslarim beni bilir.Soylediklerim de bence "bir kristal
gibi net".Bana gore senin soylediklerin A fikri,benim soylediklerim B
fikri.

Kotu cagrisim yaptiran "sifatlar" veya " X dusmanligi" yakistirmalari
durustce degil.

Benim 43 yillik hayatimin cocukluk donemi ciktiginda sadece 5 yili
Turkiye'de gecti. geri kalan 18 yili "turk olmayan yerlerde", "turk
olmayan isnsanlarla "gecti. " Yani bu konularda fazla derse ihtiyacim
yok.

Herkese allah gonlundekini versin.

Sevgiler,selamlar.

Omer iskender

Sevgili Arkadaslar,

Ilginizi cekebilir diye grubumuzun "Photos" bolumune "istanbul in 1749"
adli dosya ile bir ingiliz seyyahin 1749'da istanbul izlenimlerini
koydum.ilgili text'i sectikten sonra "full size'a" getirerek.Yazilari
okuyabilirsiniz.Maalesef ingilizce..

Umarim ilginizi ceker..

simdilik hosca kalin


omer iskender

Arkadaslar,

Biliyorsunuz Universitemizin tarihi cok eski ve kuruldugundan beri
(fatihin istanbulu fethi ile) surekli ilgi odagi olmustur.Dolayisiyla
istanbula gelen cok eski seyyahlarin kitaplarinda bile cok sozu
ediliyor.

Resim icad oldugundan beri de resimi cekilen bir yer.Benim onerim
hepimiz buldukce beyazit civari ve universitemizle ilgili yazi ve
fotograflari benim fotograflar bolumunde olusturdugum "universitemiz
ve Istanbul" adli dosyaya koyalim.Eminim ustunde birazcik olsun
durursak zamanla cok guzel bir arsiv olusur.

Daha sonra "fakultemiz ve de mezunlar cemiyetimizin" web
yoneticilerine bunu hediye ederiz.

Ben ilk resimleri koydum.Elimde epeyce daha var, bunlari da zaman
buldukca koyacagim.

selamlar.

Omer iskender

Selam Nurcin,

Saniyorum Turkiye'ye "Turkey" denmesi ile ilgili bir mesaj
atmistin.Ben epeyce bir sure once Leeds yakinlarinda hayvanat bahcesi-
muze karisimi bir yerin kumes hayvanlari bolumunde, Ingilizlerin
hindiye neden "Turkey" dediklerinin bir hikayesini okumustum. Buadaki
hikaye'ye gore;

Bundan yaklasik 200 yil once Hindi Guney amerikadan Ingiltere'ye ilk
defa gelmis.Henuz bu hayvana ne diyeceklerini bilemeyen
ingilizler.Hindinin basindaki kirmizi puskulunu, o zamanlar osmanlida
turklerin giydigi fese benzeterek buna "Turkey" demeye baslamislar ve
boylece hidinin adi ingilizcede "Turkey" olarak kalmis.Belki
bazilarimiz hindinin adinin ulkemize verildigini zannedebilir.Ama
benim gordugum o bilgiye gore, hindi adini ulkemizden almis.(o
zamanlar bile ingilizler, osmanli imparatorlugundan "Turkey" diye soz
ediyorlardi)

not;

Karayiplerde "Turks&.??..." bir ada var.Buradaki bir hikaye'ye gore,
ayni sekilde bu adadaki bir cicegi yine osmanlinin fesine
benzettikleri icin o adaya bu adi vermisler.

Selamlar

Omer iskender

Sevgili Kaan,

Oncelikle seni tebrik ederim.Bence geldigin nokta cok buyuk bir
basari.Ben de burada Liverpool,York,Leeds, Southport sehirlerinde
deri magzalari olan bir firmanin yoneticiligini yaptim.Bu kucuk bir
zincir idi ve marka olayinin isi ne kadar zorlastirdigina ben de
sahit oldum.

Eminim hatirlarsin.Kibrisli is adami Asil Nadir vardi.(kendisi bizim
iktisat'dan).Onunda ingiltere'de faaliyet gosterdigi ilk sektor
Texstil idi.Daha sonra mutemelen bildigin gibi cok cesitli sektorlere
girerek Ingiltere'nin 36. zenginligine kadar yukseldi.Sonra
Turklugunden dolayi bazi ayak oyunlari ile yok edildi...

Neyse sana soyleyecegim.Ben onun hayat hikayesini biaz okudum.O da
senin gibi baslangicta marka konusunda cok sikinti cekiyor.Ama sorunu
zarar etmekte olan ve Londra borsasinda islem goren "Wear well" adli
bir sirketi 1970'li yillarin ortasinda 200 bin sterlin gibi bir
rakama satin alarak asiyor ve cok hizli bir sekilde buyuyor..

Iki turlu kazaniyor.Hem hisse senedlerinin degeri katlanarak artiyor
ve hem de normal ticari kazanci...200 bin sterline aldigi firma
Polypeck International PLC'ye donusuyor ve en tepedeyken degeri 4
milyar sterline kadar cikiyor.En son sirketteki kendi payi % 26
idi.Yani buyumesinide firmanin artan degeri ile finanse ediyordu.Sana
olcu olsun diye yaklasik zamani ve rakamlari verdim.

Kanimca senin de ozellikle Ingiltere merkezli bir firmayi satin alman
belki mumkun olabilir.Tabi bu konu cok yonlu on incelemeyi
gerektirir.Bu tur firmalari "kucuk firmalar" borsasindan belki bir
sekilde takip edebilirsin.Kendin icin soyledigin olcekler bence
oldukca buyuk.

Basarilarinin devamini dilerim.Eger buralardan bir istegin olursa
seve seve yardim ederim.

Simdilik hoscakal kardesim

omer iskender

arkadaslar,

Maalesef, bizim batilinin "onayina","olurunua","taktirinie" ihtiyac
duyma gibi bir hastaligimiz var.Ben dun grubumuzun "photos"
bolumune "Istanbul in 1947" adli bir dosya koydum.Orada bir ingiliz
seyyah, osmanlidaki kamu duzenine hayranligini gizleyemiyor.Tavsiye
ederim bir goz atin.Bir gorus degil,gozlem oldugu icin ilginc.

Dunku gazeteler hem de mansetten "Economist dergisi Turkiye'de hizli
devaluasyon bekliyor" basligi atmis.Arkasindanda, falanca falanca
imzali yazi diyor.Bu tipki Halit Acartuk'un "Ingiliz ekonomisi yeni
yilda buyuk bir durgunluga girecek" ongorusunun, birsonraki gun butun
ingiliz gazetelerinde mansete tasinmasi gibi birsey.(halitcigim bu
ingilizler yapmaaaz!}

Birakalim bunlari, kendi isimize bakalim.Ben sahsen batililar bize ne
zaman sak sak tutsa o zaman tedirgin oluyorum.Mesela "tayyib'in cok
iyi basbakan" oldugunu bize giydirmeye calismalari gibi...

Hepinize hayirli isler...

omer iskender


Bulentcigim,

Isvicre'de bir yer, Subat ayinda bir hafta sonu icin bizim de uygun.

Enverin oradan Avusturya'ya gecisine denk getirebiliriz mesela..

selamlar

omer

Sevgili Arkadaslarim,

Hic unutmuyorum fakulte'deki ilk "iktisat" dersimizde sevgili Prof
Alkin hocamiz anfiyi soyle bir suzdukten sonar "cocuklar hepinize
gecmis olsun Dunya'da en cok amatoru olan meslegini sectiniz"
demisti..Ne kadar hakliymis..Ben daha sona kimlerden "en iddiali
ekonomik konularda", "iktisat dersleri" almadimki…

Mesela gittigim bir restorantin garsonun "turkiye de enflasyonun
nasil dusurulecegi" tezleri….Veya marmarise giden bir otobus
muavininin (simdi onlara hostes deniyor galiba) " turkiye de nasil
cari islemler dengesinin saglanacagi" tezini…(Alaka turizim
baglantisindan olsa gerek!?).Bir Petkim iscisinin "turkiye'de gelir
dagiliminin nasil duzeltilebilecegi" uzerine tezlerini….Bir findik
ciftcisinden "turkiye'de verimliligin nasil artirilabilecegini" Bir
cobandan "Turkiye'de hizli ekonomik buyumenin nasil saglanacagi"
tezini……(uzmanligi koyunlari artirabilme becerisinden olsa gerek!?
Bir cami hocasindan "Turkiye'de nufus artis hizinin ne olamasi
gerktigi" tezini…coooooooook dinlemisimdir.

Eminim sizde turkiye'nin en iyi Iktisat fakultes'ini bitirdikten
sonar bu tur tezleri "amator iktisatcilardan" coook duymussunuzdur…
Kim bilir belki benim gibi, bazilariniz da zaman zaman "ben acaba bu
is icin (iktisat) yillarimi bosami harcadim (!)" diye
hayiflanmissinizdir…

Yine Iktisat Fakulte'sine baslayacagim yaz iktisat'in ne oldugunu tam
olarak anlamaya calisirken,koyumuzun ilkokul ogretmeni su fikrayi
anlatmisti…

Bir "balikci" ile "astronom" guzel gunesli bir gunde tekneyle denize
acilmislar…Bizim fizikci durmadan…atip tutuyormus…Uzayda ne kadar
galaksiler oldugunu…bunlarin bir birine uzakliklarini…uzayin sonu
olup olmadigini…Gunesin yerkueye uzakligini…goktaslarinin denize
dusse neler olacagini filan anlatip duruyormus….bu "ucuk" mevzular
karsisinda zavalli balikci kuculdukce kuculuyormus…Agzi acik
hicbirsey anlamadan bizim "elemani" dinliyormus……

Taaaam bu sirada aniden kotu bir firtina cikmis.. Astronomu cok kotu
bir endise kaplamis,terler basmaya baslamis…Tekneleri alabora olmak
uzereyken balikci " sen herseyi biliyorsun ama…yuzmesini
biliyormusun" deyip suya atlayarak karaya dogru kulaclamaya baslamis……
Bizim "astronom" sizlere omur…

"Iste" dedi bizim ogretmen "iktist'da boyledir" "her kesin
batmamak,suyun ustunde kalabilmek icin `birazcik olsun' bilmesi
gereken birseydir"

Ama bizim millet "birazicik" ile kalirmi, hepsi uzman massallah!

Bugun ben bizim sayilari milyonlara varan "amator iktisatcilarin",
agizlarina sakiz ettikleri, genel iktisadi sorunlarimizin
yorumunu/cozumunu yine onlara birakicam!

Ben bugun sizzler icin bazi "conspiracy theories" ureticem.Kendi
fikirlerimi soylerken sizlere bazi sorular soracagim? Bunu yaparken
bazi arkadaslarimiz bana kizacak belki. Ama onlardan biraz daha fazla
hosgoru talep edecegim.Ne de olsa "fikir" ve "ifade" ozgurlugu olan
bir ulkenin vatandaslariyiz!

Bu teorileri ikiye ayiracagim.Birincisi ulusal "conspiracy
theories".Ikincisi uluslararasi "conspiracy theories"

Kanimci turkiye'de olaylari en ince detaylarina ve bu detaylari
birbirine ekleyerek bir butun olarak gorebilme konusunda inanilmaz
bir eksiklik var.Ben bunu toplumdaki bilgi eksikligine bagliyorum.

Iktisat aslinda yukaridaki fikradaki gibi yasamin kendisidir.Dolayisi
ile herseyle ilgilidir.Dogru analiz icinde herseyi isin icine katmak
gerekir.Ama bu nasil olacak?Zor is tabii….

Bizim ekonomik analizciler hep batidaki yontemlerle ekonomik
analizler yapmaya kalkismasi, kanimca yanlistir.Zira turkiye'nin
kendine ozgu sartlari vardir.Mesela Turkiye Dunya'da kayit disi
ekonominin en buyuk oldugu birkac ulkeden biridir. Mesela
Turkiye'de "turizim sektoru" ile "terorizm" arasinda kanimca muthis
bir bag vardir. Terror ilede ekonomi arasinda herkesin kabul edecegi
siki bir iliski vardir.Belki boyle bir bag baska ulkelrde de vardir,
ama farkli bir sekilde…Bunlari ekonomik analizlerimize nasil dahil
edecegiz?

Aslinda Diyarbakir'daki isyancilarin ellerinde tasidiklari
bayraklarla,marmaristeki turistlik barlar arasinda muthis baglar
vardir.Nasilmi?Marmaristeki turistlik barlar ve otellerin cogunun
sahibi hic normal olmayacak bir sekilde "dogulu"
vatandaslarindir.Buralarda muthis uyusturucu satislari yapilir…Bu
barlarin cogu onlarin kurtaricisi gibi gorulen "malum orgutun"
sempatizani, destekcisidir…Kazanilan paralardan "malum orgut"
inanilmaz haraclar keser..

Biz ekonomik analizi yaparken turizme "altin yumurtlayan tavuk"
diyoruz.Ama belkide Turkiye'de turizm "terror" yumurtluyor!Terorde
ekonomiyi bir kiskac gibi kemiriyor… Bu baglari kurabiliyormuyuz?Bu
para akislarinin nerelere dogru oldugunu gorebiliyor ve control
edebiliyormuyuz?

The Guardian gazetesini yazdigina gore Ingiltere'deki eroin
piyasasinin 90% (milyarlarca dolardan bahsediyoruz.Bu sadece bir
ulkede ve bir cete) ini turkiye'de teroru destekleyen ceteler
yapiyor.Yine adi gecen gazeteye gore bu paralar Turkiye'nin turistik
bolgelerinde yatirimlara donusturuluyor.Bazilarimiz diyebilirki "oh
ne guzel" ulkemizin ekonomisine katki…Ama bu yatirimlardan elde
edilen paralar nereye gidiyor?Ulkedemi kaliyor?Terorumu finanse
ediyor? Varmi bunlari takip edebilecek bir babayigit? Bu tur
kisilerin ust siyasetciler ve buroklat baglantilari yuzunde bu cok
zordur. Gazeteye gore yine bu cete ingiliz hukumeti ile isbirligi
yapiyormus.Bunun turkiye'ye etkileri nedir?

Bugun turkiye'nin mevcut sartlarda icisleri bakaninin bir "kurt"
olmasi turkiye'nin kendi secimimidir.Yokasa disaridan bir
dyatmamidir.Bu bakanlik resmen butun dunya'nin terror orgutu dedigi
orgutu destekleyen belediye baskanlari icin durmadan "inceleme"
baslatir, sonrada hic bir sey cikmaz.Dosyalar kapanir.Bu nedendir
acaba?Bunlarin ulkenin gelcegine yonelik eknomik analizlerde yeri
nedir?

Marmarisin 15 yil belediye baskanligini yapmis sahis bugun
ingiltere'de yasiyor.Butun yatirimlarini buraya kaydiriyor.Onun
ifadesine gore marmaris "dogulularin" estirdigi terorden dolayi
yasanmasi ve is yapilmasi cok zor bir yer artik!.Yine burada yasayan
Side'li bir otel sahibinin soyledigine gore oteli "malum bolge"
insanlari tarafindan her gece kursunlandigi icin otelini satip buraya
kacmis.Soylendigine gore butun turistlik bolgelerde durum hemen hemen
buymus….Bu tur kacislarla isin sonu nereye varacak?

Serpil'in soyledigi gibi Turkiye'de burjivazinin etnik sinif
degistirmesinin sonu nereye varacak? Bu tur degisim birilerinin
yonlendirmesi,destegi ve kontrolu ilemi oluyor?Kuzey irak'da kurulan
bazi siyonist sermayeli bankalar sadece kurtlere actiklari krediler
ile kurt olmayan insanlarin ellerindeki mulkleri satin aldiriyor…
Bunda maksat nadir acaba? Kuzey irakda olusan kontrolsuz ve kayitsiz
ekonomi, Turk ekonomisini nasil etkiliyor?

Ozel mulkiyete dayali bir ekonomuk duzende "burjivazinin kimligi"
belirleyicidir.Gelismis capitalist ulkeleri isi goturen, ait oldugu
ulkeye bizdeki "ordunun bagliliginda" olan cok uluslu sirketlerdir…

Mesela bir BP ve Shall uluslararasi arenada hic bir zaman
birbirlerini zaafa ugratacak bir kapisma icine
girmezlerken..Turkiye'deki Uzanlar olayinda ne oldu? Uzanlarim
Motorolla ve Nokia ile olan sorunlarinda butun digger media onlara
yuklendi.Adeta onlari adi gecen firmalarin parasini calmakla sucladi…
Halbuki emperyalist ulkelerin onde gelen mediasi bile (FT,Economist
vs) uzanlari kendi mediasi kadar acik suclayamadi…hatta bazilari
olayi basit bir ticari uyusmazlik olarak ortaya koydu. Ama Turkiye'de
hukumet amerikan yonetiminin emriyle yapanci sirketlerin
tahsildarligini yapti…Bu arada hemen hemen tamami "turk sermayesi"
olan uzan grubu mallarini da yabancilara "olu eysek" fiyatina peskes
cekti…Burada mevzu "uzanlar" degildir…."Ulusa"l sermayedir…Tabiiki
mesela "telsim'in" kime ait olacagi cok, ama cok onemli bir mevzudur…

Sermayenin ulkeye hicbir bagliligi olmayan, guclerin eline gecmesi ne
demek?bunun uzun ve orta vadede etkileri ne olabilir? Siyonist etkisi
ve yonlendirmesi altindaki burjivazinin guc kazanmasi nasil sonuclar
dogurur?"yesil sermaye" ulkeye ne getirir ne goturur.

Sermayenin pek tabiiki "irk"i vardir. Sermayenin irki olmadigi
soylemi "siyonist" probagandasi, yalanidir.Tipki bitmek tukenmek
bilmeyen "nazi","neo-nazi"probagandasi gibi…BBC her hafta biktirici
bir sekilde nazilrle ilgili belgeseller yayinlanir…Ne tesdufki
bunlarin yapimcilarida cogu zaman yahudilerdir…

Mesela bizim kendi tarihimiz oldugu halde cogumuz "93" harbi denen
1877-78 deki bati kiskirtmali Turk-Rus savasi hakkinda ne biliyoruz?
Bu konuda hicbirsey bilmezken nasil oluyorda nazilerin yahudilere
yaptiklarini butun detaylari ile biliyoruz. Ve nazi denince kanimiz
donuyor…93 harbinde balkanlarda ve kafkaslarda tarih'de cok az
gorulecek insane katliami yapildi…Avrupa'da ve kafkaslarda
muslumanlarin koku kazindi…Kalanlarda eysekler uzerinde ve/veya
teknelerle karadenizden anadoluya goc ettirildi…Turkiye'de cogumuz da
bu insanlarin torunlariyiz…Neden bunlarla ilgili kendi ulkemiz dahil,
hicbir yerde birtane bile program goremiyoruz? O katledilenler insan
degilmiydi?

Turkiye'nin sermayenin irki oldugunu anlayabilme, kabiliyeti ve
bilgisinden yoksun bir basbakan tarafindan yonetiliyor olmasi cok
buyuk haksizlik ve talihsizliktir…

Mesela sermayenin irki yoksa neden dunyadaki en buyuk "yatirim
fonlari" siyonistlere aittir?Unutmayalimki bu fonlardaki dunyada tuyu
cikmamis yetimlerin katkisi vardir.Ama nedense bu tur fonlarin
getirileri, yine hep siyonistlerin ceplerine akar?

Acaba gercekten onlarin dini kidabinda yazdigi gibi "onlar ozel irk,
digerleri de onlarin hizmetcileri"midir?

Uyanalim….Zamaninda uyanmaz isek sonumuz Osmanlinin sonu gibidir…
Yarin bir gun Cerkezler gibi en "basic" haklarimiz icin daglara
cikmak zorunda kaliriz..

Bu gidis insanligin geneli icin bir haksizliktir.Bunu tersine
cevirebilecek de ancak bu haksizliga maruz kalanlardir…

Arkadaslar,

Aksam gazetesinden alinan asagidaki haber, kendi gelecegini,onurunu
ve gururunu onemseyen her Turku cok derinden uzmelidir...

Nereden, nerelere...........Allah yardimcimiz olsun

ABD'den AKP'ye ikinci Hamas darbesi

Amerikan kongresinin ve Yahudi lobisinin etkin isimlerinden Robert
Wexler, Hamas ziyareti nedeniyle AKP hükümetini sert ifadelerle
eleþtirdi. Washington'da bugüne kadar kapalý kapýlar ardýnda yapýlan
eleþtirileri çok net ifadelerle bu kez AKP'nin beyin takýmýnýn
önünde, Ankara'da seslendiren Wexler, 'Terör örgütüyle görüþmenin
izahý olamaz. Türkiye'nin burada ne gibi bir menfaati var'? diye
sordu. Türkiye'nin koþarcasýna Hamas'ý kabul ettiðini idida eden
Wexler, Washington'da herkesin 'Þimdi Türkiye nereye gidiyor?' diye
sorduðunu söyledi.

'Türk dostu' olarak bilinen ve Washington'da çok etkin bir isim olan
Robert Wexler onuruna, dün ABD merkezli-Alman Marshall Fonu
tarafýndan bir öðlen yemeði verildi. Ankara'nýn ünlü RV
restoranýndaki yemeðe çok dar kapsamlý bir davetli grubu katýldý. AKP
beyin takýmýndan Egemen Baðýþ, Þaban Diþli, Reha Denemeç ve Mehmet
Dülger ve Dýþiþleri'nin önemli isimlerinden Namýk Tan, eski
Washington büyükelçisi Faruk Loðoðlu, Dýþiþleri Bakanlýðý Müsteþar
Yardýmcýsý Ahmet Üzümcü gibi isimler vardý.

Robert Wexler' dinleyenleri þoke eden konuþmasýnda þunlarý söyledi:

HÜKÜMETE SOÐUK DUÞ



Entelektüel olarak kendi kendime soruyorum: Hangi Türk milli
menafaati için bu Hamas ziyareti yapýldý. ABD'nin, Ýngiltere'nin ne
düþündüðünü boþ verin. Burada Türkiye için ne fayda var? Hamas
ziyareti olunca Amerika'da hiç kimse inanamadý. Washington'da þimdi
herkes, Türkiye nereye gidiyor, üç dört yýl sonra nerede olacak, diye
soruyor.


Siz, sürgündeki bir terörist liderle görüþtünüz. Hamas'ý kabul etmek
için adeta koþtunuz, acele ettiniz. Rusya'dan önce kabul etmek için
acele ettiniz. Biz, Türkiye'nin bölgesinde inisiyatif almasýna saygý
duyarýz, ama benim kabul edemediðimi bir terör örgütü ile görüþmenin
herhangi bir izahý olamaz. Hamas ziyareti yanlýþtý. Siz, terörizme 30
bin kurban verdiniz, bu açýdan deðerlendirmeniz lazým. Esprili
konuþacaðým ama, Hamas Ankara'dan ayrýlýrken, 'Bu Erdoðan çok
inandýrýcý, biz ikna olduk. Ýsrail'in varlýðýný tanýyacaðýz, yol
haritasýný kabul edeceðiz, eski anlaþmalarý kabul edeceðiz bize altý
ay verin' dese anlarým. O da yok. Hamasýn ne olduðunu herkes biliyor.
Avrupa biliyor, biz biliyoruz. 30 bin insanýný kaybeden Türkiye de
Hamas'ý biliyor. Hamas konusunu eleþtirmeseydik onlarý daha üst
düzeyde kabul edecektiniz.

ÞÝMDÝ ÝRAN VAR


Bütün bunlara raðmen, Hamas meselesi geçti. Þimdi, Irak, Ýran,
Afganistan ve enerji konularýnda iþbirliði yapýyoruz. Umarým, Ýran'da
Türkiye, ABD ile birlikte hareket edecektir. Diplomatik seçenekler
konusunda arayýþýmýz sürüyor. Ama, masada her seçenek var.
Türkiye'nin katkýsý olmadan Ýran'da baþarý olmaz. Beraber hareket
edeceðimize inanýyoruz.
All Is Love


Ataturk left his heart in Bulgaria. The founding father of modern
Turkey asked for the hand of Dimitrina Kovacheva twice

Mustafa Kemal clad in the uniform with which he was dressed at the
ball of his meeting with Dimintrina
Everything in modern Turkey is connected with the name of Mustafa
Kemal Ataturk (1881-1938) - the founder of the Turkish Republic and
its first president. There's hardly a place in the country without a
monument to this remarkable historical figure whose name actually
means "the father of the nation", because he is the one who shows his
country the way out of the darkness of feudalism and religious
fanaticism and turns it into a modern state.
A new documentary - a co-production of International Film Service
(Sofia) and TRT Turkish National TV - tells the story of Ataturk's
love for Bulgaria and a Bulgarian girl whose name was Dimitrina
Kovacheva.
On a foggy November day in 1913, Mustafa Kemal arrived in Bulgaria in
his capacity of a military attache. He was a tall, handsome and
communicative man with European manners. French magazines used to
describe him as one of the most charming and stylish men in the world
of diplomacy. Mustafa Kemal was fascinated by the cultural life in
Bulgaria.
Once, in a Sofia casino, he met a beautiful Bulgarian girl, Dimitrina
Kovacheva, the second daughter of General Stilyan Kovachev, former
Defense Minister of Bulgaria.
She had just returned from Switzerland where she had studied
literature and music. The girl often gave charity concerts and Kemal
Mustafa used to attend them with the greatest pleasure.
At a New Year's ball he invited her to dance and everybody admired
the wonderful couple. This was the beginning of a romantic love story.
Feeling sure that Dimitrina is the love of his life, Kemal Mustafa
was well aware of the obstacles before a possible marriage: he was 11
years older than her and had many enemies among the Young Turks in
his native country, who would have embittered their family life.
Nevertheless Mustafa Kemal decided to ask General Stilyan Kovachev
for his daughter's hand. Dimitrina's father was sure that she would
not accept the dogmas of a different religion. Mustafa Kemal was
deeply embittered, but went on meeting secretly with the girl.
Different political events separated them for a while, but in 1915
Ataturk proposed to his beloved for a second time and received a
second denial from her father. This time General Kovachev hurried to
marry Dimitrina to an engineer from the town of Rousse. Hearing the
news she fainted, then returned the man he loved the wedding ring he
had given her. She obeyed her father's will and separated with Kemal
whom she never forgot.
Lyudmila Parvanova

Sevgili Enver,

Bence yapanci sermayeyi tumden kabul etmek veya red etmek yaklasimi
yerine "yabanci sermayanin" gelis amacina ve fayda/maliyet analizinin
sonucuna bakmak gerekir.Yabanci sermayede en onemli unsurlardan
birinin gelen sermayeynin "kontrol edilebilirligi" oldugunu
dusunuyorum.Soylmek istediklerim sizin tartistiginiz "yerli mali mi
yoksa yapanci malimi" baglaminda.Zira mali alinmayan firma istmeyen
alinan ise istenen sermaydir.

Bir ulkede ulusal devletin kontrol edemeyecegi hic bir
sermaye "herseye ragmen" ulkeye sokulmamalidir.Mesela Exon sirketinin
buyuklugu Turkiye ekonomisi kadarmis.(300 milyar dolar ustunde ciro)
Boyle bir firma zaten bildigimiz "olcek ekonomisi" kurallari geregi
veya halk dilindeki "buyuk baligin kucuk baligi herzaman yutacagi
soylemindeki gibi, o sektordeki herseyi yutar bitirir.

Bunun bize nihai getirisi ve goturusu ne olur?Uzun vadeli
dusundugumuzde boyle bir sermayenin girisine karsi tutumumuz ne
olmali? Servisindeki kaliteye ve fiyatlarindaki ucuzluga ragmen boyle
bir sirketin ulusal ekonomiye girisi o ulke tarafindan herseye
ragmen, tercih edilebilirmi?

Buna karsilik Turkiye ekonomisinin piysa kurallari geregi veya yasal
duzenlemeleri ile kolaylikla bas edebilecegi ve ulke ekonomisin arti
bir deger katacagi dusunulen bir sermaye girebilir ve de bunlarin mal
ve hizmetleri fazla gocunmadan tuketilebilir.

Ingiltere Dunya da en cok yapanci sermaye ceken ulkelerden
biri.Avrupa'daki ABD ve Japon sermayesinin hemen hemen tamami
ingiltere'de.Bu yatirimlar belki tirilyon dolara yakin.Ama
ingiliz'lerin bu konularda yuzlerce yillik deneyimi var.Yapanci
sermayenin faaliyet gosterecegi hukuki cerceve ve kurallar cok iyi
cizilmis.Burokrat ve siyaset kesimide mutlak egemen olan
anlayis "hersey kamunun-halkin menfaati icin" kuralidir.

Bu anlayisi yerli/yabanci hic bir babayigit degistiremez.

Bu baglamda rusvet ve saire ile halkin cikarlarina ters bir is
yaptirabilmek imkaansiz.Dolayisi ile boyle bir ekonomide "yapanci
mali","yerli mali" ayirimi ve tartismasi tamamen abestir.

Ayrica dikkatinizi cekerimki ekonomik guc olayindan dolayi dun
yabanci olan bir sirket bir gecede "yerli",dun yerli olan bir sirket
bir gece de "yabanci" olabilir.Ozellikle son yillarda bunun
orneklerini cok yasiyoruz.

Maalesef yukaridaki kural turkiye icin hep dun yerli olan firmalarin
bir gecede yabaci olmasi seklinde isliyor.Hemde olu eysek
fiyatina....Problem ve endise burada.....

Ozetele fikirlerimiz olaya ne kadar bir zaman dilimi icin baktigimiza
ve de sozkonusu sermayenin fayda ve maliyeti ile kontrol
edilebilirligine ve daha sonra o sermayenin "evcilestirilebilir" olma
durumuna gore degisebilir diye dusunuyorum...

sevgiler


> Sevgili Petek,
>
> Sinan Aygun'un cagrisi "Pis Kapitalism"benzetmesinden
> cok "ulusal uretimin" desteklenmesi ile ilgili.
>
> Neden ulusal uretim?
>
> Fransa'da en cok Fransiz arabasi, Almanya'da en cok Alman arabasi
> satilir.Cunku Fransiz arabasi Alamnlarinkinden daha az kaliteli
> olmasina karsin Fransiz kendi arabasini tercih eder cunku Fransiz
arabasi
> almakla kendi ulusal sirketlerinin ve dolayisiyla da ulusal
> ekonomilerinin gelismesine katkida bulunduklarinin bilincindedir.
>
> Bir Eti veya Ulker hic bir zaman bir Nestlé veya Danoné olamaz,
> veya olabilir onune cikacak engelleri asabilirse!
>
> Tabiki, yabanci sermayenin "istihdam" vb olumlu etkileri var
> ama son asamada ulusal ekonomi icin ne kadar yararli!
>
> Turkiye'deki 2001 krizi yabanci sermayenin cikrttigi bir kriz.
>
> Finansbank'i Yunan Merkez Bankasi satin alsin, Fortis Bank
> diger bir bankayi satin alsin vb sonrada "kriz geliyor" diye
> ciglik atalim.
>
> Renault'un Bursa'daki uretim tesisleri tabiki Turkiye ekonomisine
> katki saglar ama oncelikle Fransiz ekonomisine katkisi olur.
>
> Sonuc olarak, eger biz yerli mali tuketirsek, ulusal sirketlerimizin
> ve dalayisiyla da ulusal ekonomimizin gelismesine katki saglariz,
> bundan da butun Turkiye faydalanir, yabanci yatirimin sagladigi
> katkidan cok fazlasini saglar.
>

Sicak para olayina bakis perspektifim ana hattiyla Enverinki
gibi.Maalesef sermaye fazlasi olan ulkeler buyuk fonlara sahip
uluslararasi yatirim sirketleri aracaligi ile sermaye eksigi olan
ulkelere giderek "kendilerine ozgu" ve "uluslararasi kabul
gormus/veya kabul ettirlimis" yontemlerle bu ulkelerde spekulatif
faaliyetler gosterip kazanc elde etme pesinde........Bundan sermaye
yetersizligi icindeki evsahibi ulkelerin hicbir menfaati yoktur...

Yine cumhuriyet tarihinin en buyuk krizi olan "2001 krizi" ile ilgili
tek bir arastirma bile bulunmamasi bence Turkiye'deki butun
iktisatcilarin utanci olmalidir...

Surekli yaziliyor........iste ingiliz economist dergisi veya ABD
washington post 2001 krizi icin sunu dedi bunu dedi........

Onlar bizi bizden dahami iyi biliyor.....ITO'da iktisadi arastirmaci
olarak calisirken bir arastirma da kullanmak icin turkiye'deki armut-
ema uretimi ile ilgili rakamlara ihtiyacim olmustu..dohal olarak die
rakamlarini arayip buldum.daha sonra da Dunya bankasi rakamlari bir
yerde onume cikti...rakamlar cok farkliydi...o zamanki mudurume
anlattim...sen dunya bankasi rakamlarini al dedi...acaba onlar
kendilerine kannat takip gelerek bizim elmalari armutlarimi
sayiyorlar?

cok komik ulke ve milletiz..... coooooooooook............

sevgiler


omer iskender

Arkadaslar,

Bence burada fikir belirten arkadaslar seviyesi oldukca yuksek sekild
bazi konulara deginiyorlar.......Maalesef bu tartismalara katki cok
az oluyor ve de saniyorum takip eden de cok olmuyor....Keske buradaki
arkadaslar daha genis bir cevreye hitap eden bir plartform da
dusuncelerini dile getirebilse ve de faydalanan daha fazla
olsa........

Serpil'in degindigi konu cok onemli..Biz ne yazikki bazi olaylari cok
gerisinden takip ediyoruz...Mesela kanimca insanlik tarihinin en
buyuk bulusu olan "internet"i biz son 10-15 yildir biliyoruz ama ayni
teknoloji ABD askeriyesinde ve gizli servislerinde yillardir
kullaniliyordu....Aralarindaki uzun fayda-maliyet analizlerinden
sonra bunu dunya sivil kullanimina actilar...

Demek istedigim su anda da var olan ve belli ozel cevreler disinda
dunya kamu oyunun bilmedigi bir suru teknoloji ve perde arkasi
faaliyetler var...Bunun pek tabiiki tek amaci dunyada suanki ekonomik
ve siyasi gucu elinde bulunduranlarin bu avantaji elden birakmak
istememesi...Bu bir bakima anlasilir bir sey...Ama bizlerinde olan
biteni takip edip olaylarin akisini lehimize bir sekilde
yonlendirmesi gerekiyor..

Mesela bence Turkiye haksiz yere AB surecinde cok
zorlaniyor.Ozellikle gumruk birliginin rum kibrisina uygulanmasi
konusunda...bence burada Turkiye'nin radikal bir cikis yapip "gumruk
birligini Tam uyelik gerceklesinceye kadar tek tarafli olarak mevcut
ulkelerle de iptal etmesidir".

Eger tam uyelik gerceklesmeyecekse o zaman gumruk birliginin ne
manasi var...Turkiye Gumruk birligiile ilgili karar sureclerine
hicbirsekilde katilamadigi gibi, bu konuda baskalari tarafindan
alinan kararlara tam uyma yukumlulugu vardir....Bu biraz Ingilizlerle
osmanlinin 1800 lu yillarin basinda imzaladigi "balat limani"
anlasmasina benziyor..menfaatler yeteri kadar karsilikli degil.......

Iktisat Fakultesi'nde cok degerli hocalarimiz oldu..Bunlardan birisi
de Prof Erol Manisali...Sevgili hocamiz yillardir
soyluyor..."Turkiye'yi AB'ye almayacaklar..Bekletme odasina alip
orada da irzina gececekler".

Ne yazikki bu irza gecis meydanda herkesin gozleri onunde oluyor...

Su anda osmanlinin idam fermanini imzalattiklari "Damat Feritler"
yetistirme cabasindalar.Bu kisi belkide damat Ferit gibi icten
pazarlikli bir Kurt olan "Cuneyt Zapsu"..Bu zatti takip edin.......

Sevgiler

Omer Iskender
Ben Soros'tan korkarým


Ben Soros'tan korkarým. Dýþ ve iç politikada çalkantýnýn baþladýðý,
ekonomide sorunlarýn yaþandýðý þu günlerde Soros'un "pattt" diye
sahneye çýkmasý beni endiþelendiriyor.
Soros günümüzün en büyük spekülatörü ve de manipülatörü.
Gözüne kestirdiði ülkelerde, siyasi, sosyal yapýyý ve ekonomiyi
etkiliyor. Bunu yapabilecek parasal güce sahip. Ekonomiyi, deðiþik
ülkelerin para ve sermaye piyasalarýnda etkili olan yatýrým
fonlarýyla yönlendiriyor. Ülkelerdeki sosyal ve siyasi yapýyý "Açýk
Toplum Enstitüleri" adýyla kurulan "örümcek aðý" modeliyle ülkelere
yayýlan vakýflar/dernekler çevresine topladýðý
insanlarla "biçimlendiriyor".
Macar Yahudisi 76 yaþýndaki George Soros'un bugüne kadar deðiþik
ülkelerin ekonomilerini nasýl salladýðýný, sosyal ve siyasi
yapýlarýnýn deðiþmesinde nasýl etkili olduðunu bilmeyen, görmeyen
kalmadý. Soros da yaptýklarýný, yapacaklarýný gizlemiyor "Paramý
ideallerim uðruna harcýyorum" diyor.
Beni korkutan da iþte bunlar... Soros'un Türkiye'ye ilgisi giderek
artýyor. Türkiye'deki "örümcek aðý" giderek güçleniyor. Dikkat çeken
bir geliþme, Türkiye'de "Soros yandaþlarýnýn" sayýlarýnýn hýzla
artmasý. Herhalde Soros'un zenginliði ve gücü belli insanlarý
etkiliyor olmalý ki, insanlar Soros için çalýþmaya, üniversiteler,
dernekler, vakýflar Soros fonlarýndan para alarak Soros'un
bekleyiþleri doðrultusunda çalýþmalar yapmaya çabalýyor.

Parayý veren...
Soros basýn toplantýsýnda bu çabalarý mükâfatlandýrmak için
Türkiye'de 5 yýlda 8 milyar dolar harcadýðýný açýkladý.
Türkiye'de borsadaki doðrudan hisse senedi alýmlarýný ve sermaye
piyasasýndaki iþlemlerini, bir yatýrým fonuyla gerçekleþtirdiðini
söyledi.
Þimdi geleyim Soros'un özelliðine... Her spekülatör biraz
manipülatördür ama, Soros hem spekülatör hem manipülatör. Gücü de
buradan kaynaklanmaktadýr.
Dostum Ege Cansen'in anlatýmýyla, "spekülasyon" demek, ileriyi
görmek, ona göre "pozisyon" almaktýr. Spekülatör, ileriyi görür.
Pozisyon alýr. Sonra geliþmeleri bekler. Manipülatör ise, iþi "þans"a
býrakmaz. Aldýðý "pozisyon" doðrultusunda geleceði yönlendirmeye,
oluþturmaya çaba gösterir.
Soros bugüne kadar güçlü ve güçsüz ekonomilerde, ekonomilerin býçak
sýrtýnda olduðu dönemlerde "ciddi pozisyonlar aldý". Spekülatif
hareketler içine girdi. Sonra da aldýðý pozisyonlar doðrultusunda
ekonomileri manipüle ederek "salladý". Bu yollardan büyük paralar
elde etti. Sonra da bu paralarýný idealleri uðruna harcamak için,
kurduðu örümcek aðlarýyla deðiþik ülkelerdeki sosyal ve siyasi
oluþumlarý yönlendirdi.

Sevenleri çok
Þu günlerde baþýmýz dýþarýda dertte. Ýçeride dertte. ABD ve AB ile
iliþkiler gergin. Dýþ dünya, Kýbrýs ve Kürt sorununu bahane ederek
Türkiye'yi sýkýþtýrýyor. Ýçeride cumhurbaþkanlýðý ve erken genel
seçim tartýþmalarý gündemin baþýna oturdu. Ýþte bu sýrada ekonomi
karýþtý. Neyin ne olacaðý belli deðil... Tam Soros'a göre bir ortam...
Yabancý veya yerli bankalardan YTL ile kredi çekse, topladýðý YTL ile
döviz toplamaya baþlasa... Alýnýz baþýnýza "kocaman bir ekonomik
kriz"... Açýk Toplum Enstitüsü etrafýnda topladýðý entelektüeller,
yazarlar, çizerler, üniversiteler ve ülke politikasýnda þu veya bu
görüþ yanlýlarýna destek vermeye baþlasa... "Alýnýz baþýnýza kocaman
bir belayý"...
Soros'un pozisyon alma hakký var da benim yok mu? Benim pozisyonum
belli. Ben Soros'u sevmiyorum. Türkiye'deki iliþkilerini yanlýþ ve
zararlý olarak deðerlendiriyorum. Bunun için Soros'tan korkuyorum.
Ama, benim Soros'u sevmemem "ne yazar"? Soros sevenler o kadar çok
ki... Bakýnýz þu kriz döneminde, AB'den, ekonomiden, enerjiden
sorumlu anlý þanlý bakanlarýmýz. Soros ile yemek yemek için,
Ankara'yý býrakýyor, koþa koþa Ýstanbul'a geliyor.

Selamlar sevgili Arkadaslarim,

Boyle bir zamanda sevgili Ataturkumuzden once Turkluk ve muslumanlik
icin ellerinden gelen herseyi yapmis, ama maalesef turklugun ve
muslumanligin kader savasi olan birinci dunya savasini kaybetmis dort
unlu Turk buyugu ile ilgili asagidaki linkleri size gondermekde fayda
olabilecegini dusundum...

http://www.saithalimpasa.com/saithalimpasa_eng.htm

http://tr.wikipedia.org/wiki/Enver_Pa%C5%9Fa

http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=160

http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=847


Bunlarin hayati nerelerde ve ne sekilde sonlanmis.Cok aci ve
dusundurucu....Halbuki onlar bizler icin girdikleri savasta
hayatlarini verdiler.........

Demekki olanlardan alinacak en iyi ders, nefret ve kin yayan
dusunceler degil,bizi kardesce yasamaya goturecek dusunceler
uretmeliyiz......

Bu ugurda, bu yolda olen herkes nur icinde yatsin

omer iskender

Sevgili Arkadaslar,

Ben uc yili haric mezuniyetimden sonra hep ingiltere'de
yasadim.Turkiye'ye iki uc yilda bir geldim.Uzulerek soylemeliyimki
ben gozlemledigim Turkiye, "toplumsal enteluktelligin derinligi"
bakimindan bizim universite yillarimizdakinin cok gerisindedir
maalesef.Ustelikte biz universiteye askeri bir cunta donemine
baslamistik.

Turkiye de su anda iki etkili olgu var.

Bunlardan birincisi ve en etkilisi "kurt
irkciligi".Ikincisi "yobazlarin toplumsal hayati sargilayan
dayanilmaz gucu".

Bunu karsisinda ne yapacagini bilemez duruma dusmus/dusurulmus "gecek
Turk/Turkiye halki".Benim gonlum bu gercek kitleyle.

Kuskusuz son kertede, bu bocalamalardan sonra ulke yine bu gercek
kitlenin ozledigi rotaya girecektir.Cunku baska yolu yok.

Turkiye'de bazi kitleler (ozellikle yobazlar) surekli "Ingiltere
demokrasinin besigidir ama hala kiralikla yonetilir" derler.Bununla
neyi anlatmak isterler bir turlu anlayamam.20 yildir ingilterede
yasayan bir turk olarak bu cahillere "magna Carta" sozcugunu
hatilatmak isterim.

Ingilizler bundan yaklasik 800 yuz yil once kirallarinin kafasin
kestiler ve magna carta'yi ilan ettiler.(magna carta icin bakiniz
http://en.wikipedia.org/wiki/Magna_Carta#Civil_War_and_interregnum )
Zaten ingiltere'ye bu yuzden demeokrasinin besigi denir.Cok az bir
entelektuesi olan biri ingiltere'de bugunku kraliyetin tamamen
sembolik bi sey oldugunu bilir.Bu ornegei cok sevenlere
hatirlatirimki Avrupa'da hollanda,danimarka, ispanya vs'de
karaliyettir.Birazda bu orneklerleri kullanin.

yazacak cok sey var ama vaktim yok.

gercek turk/turkiye halkina kolay gelsin

omer iskender

arkadaslar,

ingilizler uzerine konusuluyor.......o yuzden bir kac sey soylemek
istedim....cunku 20 yildir ingilterede yasiyorum.....ben sahsen butun
ingiliz gazeteleri gunun her saati gozumun onunde oldugu halde,
ingilizlerle ve ingiltere ile ilgili bir cok haberi ilk turk
gazetelerinin internet sitelerinden ogreniyorum.Halbuki her gun 3-4
ingiliz gazetesi okuyorum.

Turk mediyasi ve dolayisiyla turk toplumu, ingiltere'de olup biten
kadar baska hic bir ulkede olup bitenle ilgilenmiyor.. Neden acaba?

Ama uzulmeyin bunu yapan sadece turkler
degil.......Almanlar,fransizlar,amerikalilar,avusturalyalilar,kanadalila
r vs'ler de oyle........O halde bu ingilizlerde birsey var
demekki.......Kompleks yapma yerine, saygi duymal lazim.......

selamlar

omer iskender

Sevgili arkadaslarim,

yillar once yazdigim ve bugune kadar cok ozel tuttugum bir yazimi
sizlerle paylasmaya karar verdim.

Bunu yapmamin sebebi miliyonlarca anadolu gencinin yazida gecen
surecleri ve sikintilarin aynisini yasadigina inaniyor
olmamdir.Ustelikte bunu bir topluma bir orman olarak degil agac
olarak (bireysel yasamlar bazinda) degerlendirdigimiz zaman, toplumda
yasanan tikanikliklarin kokeninin ne oldugunu gostermesi bakimindan
cok onemli buluyorum.

Ne yazikki turkiye'nin bircok kesiminde hakim durumda olan yobazlar
(muslumanlar demiyorum, cunku muslumanligin on sarti insan
olamaktir!)gencecik
insanlarin "ozgurlugunu" ,"yaraticiligini" "uretkenligini",kisacasi "y
asama sevincini " yok edip, onlari kendi kor kuyularinda adeta
bogmaktadir.

Bu gencecik insanlarin cogu ne kadar bunlardan kurtulmak icin
mucadele verse de son kerte de onlarin "agindan" kurtulamamayarak
bircok digeri gibi "yobaz amigosu" durumuna getirilmektedir.( AKP
liler biz istesek tandogan ve caglayandaki kalabaligin uc katini
toplariz, diye bosuna demiyor.)

Yazimda ben "yobaz amigosu"olmamak icin nasil direndim,basimdan neler
gecti bunlari anlattim…

Yasadiklarimdan esinlenerek averaj bir anadolu gencinin yobazlarin
agindan kurtulmasinin hemen hemen imkaansiz oldugunu
dusunuyorum.Neden boyle dusundugum, basima gelenler okundugunda daha
iyi anlasilacaktir.

Yazi, yasadigim toplumsal yapi paralelinde, kendi oz yasam hikayemdir.

Ben son yirmi yildir dunyanin en "toleransli" ve "yaraticiligin"
ve "ozgurlugun" pratik olarak mumkun olan en ust sinirinda bulunan
bir toplumunda yasiyorum.

Evet bu degerlerin na mevcut oldugu kosullardan, buralara……….

O yuzden bu degerlerin ne demek oldugunu her ikisini de yillarca
yasayarak ogrenmis biriyim. Bir insan icin bu degerlerin ne demek
oldugunu cok iyi biliyorum.

Bugun maalesef turkiye'nin kaderiyle oynay "unlu uclu" nun herbiri
katiksiz "yobazdir". Bu konuda en kucuk "acaba" duraksamasi bile
bence abesle istigaldir.Onlarin gecmiste ve gunumuzdeki soylemleri
bile herseyi fazlasiyla ele vermektedir.

(yobaz taninmim su :insanlarin inanclarini kendileri ve cevresindeki
insanlar icin mevki ve parasal mefaat maksadi saglama araci olarak
goren ve kullanan,somuren her kes-kisa bir soyleyisle "din
tacirleri".)

inancim o ki; toplumumuzda biireysel ozgurlukler, yobazlarin
hegomanyasindan kurtuldugu zaman, turkiye Ataturk'un ozledigi "uygar
bir toplum" olacaktir.

Bu konudaki en onemli teselli kaynagi gelisme
ve ilerleme, cok yavas olsa da, turkiye'nin temel yourungesinin bu
dogrultuda olmasidir….

Bence aydin insanlar yobazliga heryerde, herzaman "sifir tolerans"
gostermelidir.Bunlara toplumda sadece marjinal bir gurup olduklarini
herzaman hissettirmeliyiz.

Sizinle paylasmak istedigim yazi asagidadir.

Yaziyi cok ozel bulup
burada paylasilmasinda sakinca gorenlerden, simdiden ozur diliyorum…….


Omer iskender


Kisa Bir Yasam Oykusu ve Yobazlarin Dayanilmazligi

Evimin bulundugu tepeden denize uzaklik sadece bes yuz metre
kadar.Onumde sehrin burjivasinin oturdugu buyuk ve bahceleri ozenle
duzenlenmis, koca koca evler.Sansima hepsi en fazla iki katli.Beni
doganin sundugu comert guzellikleden mahrum etmeye yeterli degil.
Bu guzel havanin beni cektigi cam kenarindaki koldugumdan saatlerdir
denizi seyrediyorum. Boyle hava bu ulkede yilda sadce 25-30
gun......Deniz masmavi ve cok az gorulebilecegi kadar sesiz.Ayni
sekilde gokyuzu de herzamanki griligini bugun mavi renge teslim etmis
durumda. Bu iki mavinin ufuktaki birlesimi, son derece huzur verici
bir goruntu..Bunun yaninda derin bir sesizlik ve havada ucusan marti
sesleri...
Butun gunum bu guzel gunu doyasiya hissederek geciyor........
Gecen saatlerle birlikte gones evimin uzerinden arkaya gecerek,
gununu tamamliyor.Sehrin ustune karanlik cokmeye basliyor..Deniz de
yanan sehir isiklarin olusturdugu cizgiden yavasca goruntuden
kayboluyor....Deniz manzarasinin yerini , uzaktan zorlukla
secebildigim gemi ve balikci teknelerinin isiklari aliyor....
Kararan havayla birlikte camdaki goruntu yavasca kendi yansimama ve
pekte fakir olan odamdaki goruntuye donusuyor...........
Bununla birlikte bu ulkede zaman zaman hissetigim bir yanlizlik ve
huzun cokuyor icime.......Bir bilinmezden gelip, bir mechule giden
yasamimdaki gerceklerle yuz yuzeyim yine.........Sevincle huznun bu
kadar ic iceligi ne buyuk iyroni..............
Baskalari icin bu nasil, cok merak ediyorum dogrusu........Ama benim
hayatimda hep boyle oldu. Sevicle huzun hep ic ice....Belkide bu
cocuklugumdan gelen bir sey.....Iste su an hicbirzaman kesip
atamadigim gecmisim ve cocuklugum bir film seridi gibi gecmeye
basliyor gozumun onunden.................
Ilk yillarim.........
Cocuklugum, Tutkiye'nin Bati Karadeniz kiyisinda, denize tepeden
bakan kucuk bir dag koyunde gecti.Daha on bir yasindayken tek basima
cobanlarin koyunlarini surdugu patika yollardan iki saat yuruyerek
okula giderdim.Bu her turlu hava kosullarinda, her sabah yapmam
gereken yolculuktu. Havalarin erken karardigi gunlerde, benden bes
yas buyuk ablam, beni coban kopekleri yedi diye iki gozu iki cesme
aglardi.
Henuz on bir yasindaydim ve cevremdeki yasam bana zor ve karmasik
geliyordu. Nasil gelmesin daha bu yasta, her an coban kopeklerine
aksam yemgi olabilirdim!
Patika yollar ve kendimi sorgulamalar
Sehirde yasayan yasitlarimin daha, evlerinin karsisindaki bakkala
bile tekbasina gitmedigi bir toplumda, henuz on bir yasinda bu
acimasiz doga kosullari ile bogusmak zorundaydim.
Ama bu patika yollarda, dusunmesini ve hayal kurmasini ogrendim.
Yanlizligimi gidermek icin hayallerimi yuksek sesle kurardim. Ve de
hayallerimden en buyugunu her gun tekrarlardim. "Buyuyunce
Istanbul'da Universite'ye gidicem, hayati kendi arzu ettigim gibi
yasiyacagim"
Ilk din(!) dersleri ve yobazlar
Yazlari kuran kursuna gonderilirdim. Daha 8-9 yaslarinda kuran
kursuna giderken , hocanin yanimdaki bendende kucuk kizcigaza ,
duayi (arapca!) okuyamadi diye elindeki falaka sopasini, gozunu
cikartircasina firlatisindan beri hocalara kusgundum. Ama babam
gitmemi isterdi. Yobazlara dayanamadigim halde ,gitmek zorundaydim.
Bu yobazlar bana, daha o yasda yasama yonelik butun guzel duygularin
dusmani gibi gelirdi.
Ergenlik cagim "yobazlar" ve hayatimin en buyuk "sok"u
Dedim ya dag koyunde yasiyordum ve sex uzerine ailemden hic bir
egitm almam beklenemezdi. Yazin gittigimiz kuran kursundaki "yobaz"
bunun farkindaydi ve artik bize seks dersi verme hakkini kendinde
buluyordu.Bir gun sinifda " artik hepiniz ergenlik caginiza geldiniz,
sunu bilmelisinizki, dinimiz insanin kendi kendini tatmin etmesini
siddetle yasaklar, insaninn bunu yapmasi annesiyle yatmasi gibidir".
Sok,sok.sok. Hayatta en cok sevdigimiz annemiz……. Ah yobaz ah,
sen neymissin sen ...........
Bu yobazin sonraki marifetleri
Bu yobaz koyde hic kimsenin gormedigi sayginligi gorurdu, koy
meydaninda her kes bu herifin elini opmek icin siraya girerdi.
Ben bu adami bana verdigi ilk"seks" dersinden sonra hic sevmedim,
ondan hep nefret ettim..
Bu koy Turkiye sartlarina gore durumu iyi bir koydur. Yobaz da bunu
cok iyi bilir.Benimde mecburiyetten gitmek zorunda oldugum cuma
namazlarinda, surekli "faiz" haramdir konusunu isler. Benim cocuk
aklim buna da yatmaz! Ya emeginin karsiliginda ucret
albiliyorsun,evini kiraya verince kira alabiliyorsun,topragini kiraya
verebiliyorsun(bizim orda yariya verirler),neden calisarak
biriktirdigin parayi kiraya veremiyorsun? diye dusunuyorum. Bir kere
bu yobaza guvenim sarsildi ya..Cok gecmeden bizim yobaz tek tek
marifetlerini sergilemeye basliyor.Milletten bir yil sonra odenmek
uzere findik topluyor. Onlardan mesela bu yil kilosu yetmisbes sent
olan findigi,bir yil sonra birbucuk dolar odemek uzere toplamaya
basliyor..
Aldigi bu findigi yetmisbes sente satar ve kendisine bir yilligina
100% faizle, diyelim 100 bin dolar kredi saglar. Hemde dolar bazinda
findigin fiyatinin degismeyecegini bildigi halde.
Ayrica o koylunun sadece findigini almiyor....Traktorunu,tarlasini,
evini,inegini de bir yil sonra cok iyi fiyat odeme vaadi ile
topluyor..Vakit gecirmeden de bunlari yok fiyatina nakide
donusturuyor...
Koyluler hocalarina cok guveniyor..
Herkes son derece memnundur. Cunku gunnah islenmemis(!) ve herkesi
cok tatli kazanclar beklemektetir.
Anliyorsunuz degilmi …?
"Yobaz" mali goturmeye basliyor.
Bizim marifetli yobazimiz ve koyun "delisi"
Babam benim dinime bagli namazimda niyazimda biri olmami istedigi
icin namazlara gidip gitmedigimi cok siki kontrol altinda tutuyor.Cep
hasligimi da sadece cami cikisinda veriyor. Yani anliyacaginiz namaz
yok , haslik yok..Ben o zamanlar hasligimi kapar kapmaz hemen
caminin meydana bakan on kisminda cuma namazlari
sonrasi "alternatif vaaz" veren koyun "delisini" dinlemeye kosardim.
Bu deli bana cok yaman gelirdi.(daha sonra yillarca yasadigim
Londra'da, dunyaca meshur "speaker's corner'a" her gidisimde , bu
deliyi hatirladim .) Bir kere asik suratli , tehtitkar ve seytanimsi
degildi , gulec ve insan gibi bir yuzu vardi.Bu delinin dinleyicileri
cogu benim gibi cocuklardan olusan ,kucuk bir guruptu. Yetiskin halk
da onu "delidir ne derse yeridir" gozuyle goruyordu.Yani herkeste
olmayan sinirsiz bir konusma ozgurlugu vardi onda. Onun bu
ozgurlugune hep imrenirdim.Bir gun guzel gunesli bir gun namazdan
sonra yine kosarak deliyi dinlemeye gittim.Deli kendine, sebze
karisimi turlumsu bir yemek yapmis.
Buyuk bir tencereye koyarak getirmis, birinin kamyonetinin arkasinda
oturuyor. Hem yemegini yiyor hemde, eger istersek bize ikram
edebilecegini soyluyor. Yemege bakiyorum igrenc. Ne patatesin nede
soganin, hic bir seyin kabugunu soymamis,herseyi kalin kalin dograyip
haslamis. Yemeginden hic kimse almak istemedigi icin uzuluyor. Ama
bunu telafi edicek espiriler yaparak, bizi gulmekten kiriyor.Bir ara
deli cok onemli birsey soyliyecek insan tavriyla soze basliyor. Agir
konusuyor. Hepimiz merakla bekliyoruz."Ya diyor bu hoca varya diyor,
bizim "yobazi" kastediyor. Sizce bu hocami , yoksa benmi cennete
giderim diyor. Butun cocuklar guluyor………..
Tabbiki bize kimin cennete gidecegi cokdan ogretilmis…….boyle deliler
birde cennnete gidip oradakileridemi rahatsiz etsin………bizim deli buna
cok aliniyor,uzuluyor…cocuklar gulmeyi kesiyor, bu sefer deli yine
agirdan alarak…….."cocuklar hadi bu dunyada mecbursunuz ama
gercekten bu seytan suratli hocayla obur dunyada da (yani cennete
de!) birlikde olmak istermisiniz , unutmayin Arzu Okay (zamanin unlu
seks yildizi) cehenemde (!) olacak " diyor. Cocouklar yine guluyor……
delinin soyledikleri cocuklara cok komik geliyor………..
Ama bana hic komik gelmiyor. Bende bu yobazdan nefret ediyorum
ya……….Hic farkinda olmadan ilk temel ve aykiri felsefe derslerini bir
deliden almaya basliyorum………..O anda kendime bir soru
soruyorum…….".acaba bu adammi deli ; yoksa bu kara yobazin pesine
takilip gidenlermi……….?"
Yobaz marifetlerine devam ediyor
Bu arada " yobaz" evli ve yasli oldugu halde ders verdigi kuran
kursundan 15 yasinda bir kizi kacirir.Bir ara kaybolduktan sonra yine
cuma vaazlarina baslar.Durumu duzeltmek icin peygamberin cok
esliligini vaazlarda islemeye baslar.
Artik koylu ne diyebilir!
Aradan cok zaman gecmeden "yobaz" tamamen ortadan kaybolur.
Evet bizim "yobaz" melek olup uctu!?
Anliyorsunuz !?
Artik "O" hem koylunun onbeslik kizini, hemde butun koyluyu
" duzme" islemini tamamlamistir.
Ah koylum! Vah koylum!
Lise yillarim
Lise yillarim nispeten iyi geciyor. Artik bir delikanliyim. Ama lise
son sinifta kasaba lisesinde ogretmen yoklugundan 25 saat yerine
ancak 10 saat ders goruyoruz .Bunun disinda , daha once onundenn
kovalandigimiz " kahvehaneler" esas adresimiz oluyor.
Bir bakima delikanliligimizin belgelenisi . Bu cok hosumuza gidiyor.
Cok atesli pisbirik oyunlari. Sigara icmeceler. Kizlarla gizli gizli
bulusmacalar. Guzel masum cocukluk asklari…….
Icinde yasadigim topluluga ve aileme yabancilasiyorum
Lise yilarim boyle geciyor, yani nispeten iyi .Ama gelecege yonelik
endiselerim derinlesiyor. Artik cevremdeki insanlara olan bakisim
degisiyor. Bu " yobazlarin" sonsuz saygi gordugu bir topluluk icinde
yasamak bana gore degil diye dusunmeye basliyorum. Ama universiteye
gidip onumu acabilme umudum o yaz universite sinav sonuclarinin
aciklanmasi ile birlikte sonuyor.
Artik babamda beni bag-bahce islerine emegi ile katkida
bulunabilecek"diger" bir kisi gozu ile gormeye basliyor.Hayatta
caresizlik duygularini cok yogun olarak yasadigim yillar.
Koydeki evimizi bir km kadar uzagindaki magraya gidiyorum arasira.
Herkesinn fenerle girdigi bu magraya, cok gecmeden ezbere girip
cikmaya basliyorum.Bu magra 200 metre kadar sonra genisliyor ve
tavani da yukseliyor. Buraya geldigimde oturup avazimin ciktigi kadar
bagiriyorum."Bu yobazlardan ve onlarin hukmettigi bir toplumdan
kurtulup, kendi ozledigim gibi yasiyacagim" magranin bu kisminda ses
acayip yanki yapiyor. Soyledigim sozler sanki ilahi bir guc
tarafindan bana tekrar geri geliyor.Bu bana guc veriyor,inancimi
artiriyor.
Yine yobazlar……
Gunun birinde, beni universiteye hazirlik sinavlarina gondermesi icin
baski yaptigim babam bana geliyor ; " seni bir sartla kursa
yollarim " diyor. Buna cok seviniyorum. Arkasindan ekliyor " ama
benim istedigim yere gideceksin." (Yil 1979 ve ben henuz 17
yasindayim.) Istedigi yer su anda cok iyi bilinen ve o zamanlar yeni
baslamis olan "Nurcu" egitim yuvalarinin, Istanbul Bahcelievler'deki
bir hucre eviydi.
Istanbul Laleli'de, Ilahiyat egitimi gormus ,buyuk kuzenim
tarafindan ,bu seytan suratli insanlara teslim edildim. Ne
yaptigimin nasil bir ortama gittigimin cok iyi farkindaydim. Ama bu
benim icin kopruyu gecinecege kadar ayiya dayi deme hikayesiydi.
Refakatcimla Bahcelievler'deki hucre evine vardigimizda bana once
evdeki kurallar siralandi.
1) eve radyo,tv ve gazete sokulamaz.
2 ) hicbirzaman ,hicbiryerde bir kizla konusulamaz.
3 ) Evin perdeleri hicbirzamann acilmaz.
4 ) evdeki egitim purogrami(ibadet dediler)hicbir zaman aksatilamaz.
5 ) aile ziyaretleri mumkun oldugunca talep edilmez
6 ) eger kurallari cigneyen biri gorulurse evin imamina bildirilir.
Butun bunlarin karsiliginda bedava barinma ve yemek ve ayrica abiler
(!) tarafindann univesiteye hazirlik dersdleri.
Oturdugum yerde kala kaldim .Ne kadar agir sartlar! Dayanabilirmiyim?
Baska ne sansim varki?!
Zaman zaman bizi minibuslerle belli merkezlerdeki toplantilara
goturuyorlar.Bir suru bos hikayeler.
Her aksam cemaat halinde namaz .
Arkasindan, saatlerce Saaid-i Nursi risaleleri .
Bikiyorum .
Migdem bulanmaya basliyor.
Bu yobazlar beni artik cildirtacak.
Dayanamiyorum, hepsine kufuru basip, koyun yolunu tutuyorum.
Artik fiziksel varligim cok dayanilmaz bir hal aliyor.
Ciddi ciddi yasamima son vermeyi dusunuyorum.
Adi yobazlar neden rahat vermiyorsunuz ?
Koydeki kapan
Koyde yine zaman zaman magrama gidip, avazim ciktigi kadar
bagiriyorum" pis yobazlar gunun birinde sizden kurtulacagim ",yine
ayni ilahi ses bunu bana geri tekrarliyor".Bu ses direncimi
artiriyor.Bana guc veriyor.
Ve nihayet Universite
O yaz universite sinavlarini kazaniyorum. Ogrenmeye ac bir anadolu
genci olarak iktisat ogrenimi icin Istanbul'un yolunu tutuyorum.
Beyazit'daki o "buyuk universite" kapisindan iceri girdigimde,
icimi tarif edilmez bir mutluluk ve huzur kapliyor.
O anda kalbim , azgin kopeklerin onunden kendisini yuvasina atan
tavsanin kalbi gibi carpiyor.
Kendi kendime guluyorum.
Etraftaki insanlar supheyle bana bakiyor.
Artik kendimi emin ellerde hissediyorum.
Daha sonra o yuvada, Turkiye'nin onde gelen bircok aydini hocam
oluyor.
Hayat bana artik muthis zevk veriyor…..
Hayatimin en guzel dort yili basliyor….
Istanbulun guzelikleri………
Universite arkadasliklari ve asklari…

…Ve Turkiye'den Ayrilis

Daha sonra evlendigim Ingiliz esimle, Ingiltere'ye yerlesiyorum.Bir
yil sonra cocugumuz oluyor. Adini esimin istegi ile "Cem" koyuyoruz.
Babam evlendikten bir kac hafta sonra Istanbul'daki is yerime
gelisinde, bana "bu evliligi "saymadigini soyluyor. Sebebi,
karimin "gavur" olmasi.
Hem annem hem babam akillarinca beni yillarca cezalandiriyor.Dogan
cocugumu bile gorme konusunda isteksiz davraniyorlar. Ama nedenini
biliyorum. "Yobazlarin " onlarin yasamlari ve inanclari uzerindeki
sinirsiz kontrolu.
Olanlar beni cok uzuyor.
Bunun uzerine ailemi tam dort yil hic gormuyorum. Daha sonra esimle
ufak tefek problemlerimiz basliyor. Birileriyle konusma ihtiyaci
hissediyorum.Yillar sonra turkiyeye gidiyorum.Hepsinde bayram
havasi;"zaten gavurdan kari olmazdi" diyorlar. Sanki ortada cocuk da
yokmus gibi…
Hyatimin en yanlis karari
Ayrilmam icin dayanilmaz baski devam ediyor. Bizim de ufak tefe
problemlerimiz. Sonuda karimdan ve cocugumdan ayrilmaya karar
veriyorum.

Ayriliyoruz.

Hayatimin en buyuk hatasini yapiyorum.........

Bu aksam Turkiye'den gelen haber…….

Ben boyle gecmisime dalip gitmisken, kapi caliyor .Saatlerdir
oturdugum koltugumdan kalkip kapiyi aciyorum. Karsimda tesadufen
yandaki eve tasinan "turk kiz". O da daha onceki
konusmalarimizda "buraya kendini aramaya" geldigini soylemisti.
Belkide ayni kaderi paylastigim biri. Aslinda guler yuzlu biri , ama
bu aksam pek oyle degil. Belliki kotu bir sey var.... Hemen soze
girdi "biliyormusun Ahmet Taner Kislaliyi olduduler" dedi.
"Kizi Altinay abimin eski kiz arkadasiydi , benimde cok yakin
arkadasim , ne kadar iyi innsannlardi anlatamam" dedi.
Az sonrada Altinayi telefonla aradi. Kizin hickirarak aglayisi taa
bana kadar geliyor…..
Acaba onu kimler , neden oldurdu?
Bu sizce sirmi?
Bence degil!
"Yobazlar" oldurdu.
Onlar hayattaki "butun guzelliklerin" dusmanidir.
Gozum yine Mans denizine kayiyor. Taa uzakda, karanlikda, zorlukla
secilebilen gemilerin isiklarina………Icimdeki burukluk ; tarif edilmez
bir aciya donusuyor……….Bu aksam kendimi, herseyden ve heryerden o
kadar cok uzak hissediyorum ki…
Binlerce kilometre uzaktaki ulkem; bunca yil aradan sonra neden
bana hala bu kadar uzaksin…!?
Allaha yalvaris
Buyuk Allahim: bu "guzellik katili" yobazlarin cennete yeri yok
degilmi? Ne olur soyle . Yok de ! Herkes duysun.




Sevgili arkadaslarim,

gonderdigim yaziyi okuyan ve ozellikle tepki veren
nurol,petek,abdullah,dogan,bulent ve gul'e cok tesekkur ederim.

belirtmek isterimki, benim cocuklugumda yasadigim olumsuzluklar bugunku
gucumun temelidir.Allaha sukurler olsunki zor da olsa kendi adima bu
donusumu gerceklestirebildim.yani, kor kuyuya geri dusmedim.Ama ornegin
kendi cocukluk arkadaslarima baktigimda 99 % hala bu kor kuyunun icinde.

Ne yazikki turkiye hala hic bir firsat esitliginin olmadigi ve genc
insanlarinin cogunun kendilerine "dayatilan hayati" yasamaya mecbur
oldugu bir toplum.

hic bir cocuk, icinde dogdugu toplumun veya anasinin babasinin uzantisi
degildir.Her cocuk yeni bir dunyadir.

Allahtan dilerimki, Turkiye bir gun boyle cagdas ve ozgur insanlardan
olusan bir toplum olur.

en icten sevgi ve saygilarimla

omer iskender
Degerli arkadaslarim,

Toplanarak belirlenen bazi konulari aranizda tartisma fikri gercekten
cok guzel.Ben maalesef yurt disinda bulundugumdan, bu
toplantilariniza katimam ne yazikki mumkun degil.Turkiye,ye gelisimde
ortalama 3-4 yilda bir.

Ama bu tartismalariniza bir hazirlik olarak burada bir tartisma
konusu oneriyorum.Tardismamizin ana basligi

"Ulkemizin gelecekteki "ekonomik refah ve guvenligi" icin "milli
burjivazi" ne derece onemlidir?"

Ben bu tartismayi baslatmak icin hurriyet gazetesinden bir haber
alintisi yaptim.Daha sonrada bir sure once yazdigim "uzanlar olayi ve
milli burjivazi" uzerine dusuncelerimi aciklayan bir yazimi
ekledim.Benim bu yazim uzanlarin sirketlerine el konulmadan onceydi…

Bildigim kadariyla grubumuzda uzanlarla ve de mevduat denetleme
fonunda calisan arkadaslar var.

Tartismaya katki yapmaniz dilegi ile selam ve sevgilerimi sunuyorum.


Omer iskender

42 milyar dolarlýk tahkim, (hurriyet, Enis berberoglu 10.4.2007)

Geçen hafta Çukurova ve Kepez'in tahkim davasýnda gözden kaçan
geliþme yaþandý. Libananco davasýnda hakem heyeti, Türkiye'nin süre
uzatým talebini reddetti. Bu retle birlikte iþleyen takvim uyarýnca
yýlbaþýnda karar verilebilir. Eðer karar Türkiye'nin (Enerji
Bakanlýðý) aleyhine çýkarsa 10.1 milyar dolar ödeme söz konusu.
Ayrýca bu dava yine ayný þirketlerle ilgili iki ayrý davaya daha
emsal olacak ve ödeme 18 milyar dolara kadar yükselebilecek.

TMSF'nin el koyup sattýðý 9 çimento fabrikasý için Lahey'de açýlan
diðer bir davada 4 milyar 750 milyon dolar tazminat talep ediliyor.
Bu davanýn hakem heyeti oluþtu. (Bir Ýngiliz, bir ABD'li ve bir Yeni
Zelandalý). Ýlk duruþma önümüzdeki günlerde yapýlacak.

Telsim için açýlan 19 milyar dolarlýk davayý da eklersek Türkiye'nin
tazminat riski 42 milyar dolara yaklaþýyor. Tüm davalarda uzlaþma
süreci geride kaldý. Yani Türkiye ya davalarýn tamamýný kazanacak
veya milli gelirin yüzde 10'unu tahkimde yitirecek!

Eger yukaridaki yazi karakterleri okunmuyorsa asagidaki linke
tiklayin.yazinin ikinci kismi konumuzla ilgili.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=6301101&yazarid=6


Isbirlikci Burjivazi, Cem Uzan ve Turkiye'nin gelecegi..........

Uzanlar Turkiye'de en cok konusulan ailelerden birisi…….Topu topu uc
kisiler.Babalari Kemal Uzan ve ogullar Cem ve Hakan
Uzan.Yanilmiyorsam Kemal Uzan su anda yetmisli yaslarin
sonlarinda.Hakan uzan ise daha cok abisi Cem Uzan'in golgesinde kalan
ve onsuz pek bir sey yapamiyacak bir sahsiyet.Geriye kala Kala Cem
Uzan kaliyor.
Cem Uzan kirkli yaslarin basinda. Yine yanilmiyorsam 42-43
yaslarinda.Kendi yayin kuruluslari dahil, bir cok yerde internet
uzerinde oz gecmisiyle ilgili bilgi aradim ama hic birsey
bulamadim.Daha cok egitim durumu ile ilgili bilgilere ulasma ugrasim
sonuc vermedi.Ama buyuk olasilikla Ingilter veya Amerika'dan "ekonomi
veya "isletme" konusu uzerine egitimli.
Benim izleyebildigim kadariyla onu ilk kullanmak isteyen, babasinin
basbakanligi zamaninda Ahmet Ozal oldu.Ahmet Ozal daha o zamanlar tam
palazlanmamisti. O yuzden, nispeten kendinden daha zengin insanlari
kullanma ihtiyaci icindeydi.Bu yuzden, Turkiye'nin ilk ozel
Televizyon kanalini kurmak icin babasinin nufuzu ile uzanlarin
parasini kullanip, Turkiye'nin ilk ozel Televizyonun sahibi olmak
istedi Ahmet Ozal.
Ama daha o zamanlar henuz 26-27 yaslarinda olan Cem Uzan, Magic
Box'un kurulusundan kisa bir sure sonra Ahmet Ozala "sapkayi ters
giydirip",kapiyi gostererek, turkiye'nin ilk ozel Tv'sinin tek sahibi
oldu.
Sahsen o zamanlar ben, Ozallarin Turkiye neler yapmakta olduklarini
yakindan izlemeye calisan cicegi burnunda bir iktisatci iken, Cem
Uzan'in Ozallara yaptigi bu "giydirmeden" cok buyuk haz almistim……
(Emin Colasan'in "Ozal nereden kosuyor?" Kitabini da o zamanlar yeni
bitirmistim)
Ondan sonra, Cem Uzan'in yukselisi kesintiye ugramaksizin hemen
hemen degisen butun iktidarlara ragmen devam etti.
Cem Uzan, bir cok acidan Turkiye'deki diger sermayedarlardan
farklidir.En belirgin farki,digerlerine mukayeseyle daha fazla
Turkiye merkezli bir is adami olmasidir.Baska ve daha dogru bir
soyleyisle, Uzanlar bana gore "milli burjivazinin" Turkiye'deki onde
gelen temsilcisidir.
Financial Times gazetesinde verilen bir rakama gore Uzanlarin toplam
servetleri 4,5 milyar dollar civarindadir.Yurt disindaki mal
varliklarinin degeri toplam servetlerine mukayese ile cok
kucukdur.Bunlarin cogu da isletme yatirimindan ziyade gayrimenkul
yatirimlari ve belki birde yurt disi temsilcilikleri….
Turkiye'nin cok bilinen onde gelen digger sermayedarlarin
Uzan'lardan farkli en belirgin ortak ozelligi, cogunlukla emperyalist
ulkelere ait dunyanin cok uluslu sirketlerinin Turkiye'deki
isbirlikcileri olmasidir.
Bu bagimlilik orta ve uzun vadede Turkiye'nin onunu kapayan en buyuk
unsurdur…….
Turkiye'de iktisadi arastirmaci olarak calistigim yillarda "Turk
Otomotiv Sanayi" uzerine yaptigim arastirmada, kendimi de hayretler
icinde birakacak su bulguya ulasmistim.
"Turkiye'de Milli Otomotiv sanayi'nin gelismesine en buyuk engel,
yabancilarla isbirliyi icinde yapilan,fazla bir katma degeri
bulunmayan ve sadece montaja dayali mevcut yapilanmadir"
Dikkat edersek bu bagimliliklarindan dolayi isbirlikcilerin
kontrolunde olan media kuruluslari, Turkiye icin cok hayati konularda
bile onlari elstirici fazla bir sey yazamiyorlar………
Oysa bu isbirlikci cevreler, Cem Uzan'in Motorolla ve Nokia ile olan
sorunlarinda hep ilginc bir sekilde karsi tarafi destekler tavir
icindedirler….Halbuki cok yazip cizilen bu sorun, benim takip
edebildigim kadariyla (hem turk hem yabanci basindan) tipik bir
ticari uyusmazliktir.Bu konularda hukum vermesi gereken de suphesizki
bu ticari sozlesmelerde adi gecen mahkemelerdir…….
Ama gel gorki, bizim isbirlikci sermayedarlar ve onlarin basin yayin
kuruslari, Uzanlar icin coktan kararini vermis ve su anda onlari
infaz asamasindadirlar…..Sanki aleyhte bir karar durumunda cikacak, 1-
2 milyar dollar Patagonya cumhuriyetinden cikacak!
Ben yillardir yurt disinda yasiyorum ve bulundugum ulkedeki
(Ingiltere) is dunyasi ile ilgili haberleri cok yakindan takip eden
(Economist, Financial Times vs'den) biri olarak boyle bir durumu,
bati ulkelerinde hic gormedim.
Diyebilirimki, bir ingiliz sirketi olan Unilever, digger bir ingiliz
sirketi olan Shelli yabancilar nezdinde zor duruma sokacak bir
soylemde hicbir zaman bulunmaz.
Durum boyleyken, Turkiye'de isbirlikci sermayedar basin, cok uluslu
sirketlerin somurucu yanini herzaman es gecerken, kendi ulkelerine
ait "Uzanlari" acaba neden boylesine acimasizca elestiriyor?
Bu sorunun cevabi cok basit, cevap kendi cikarlari ile cok uluslu
sirketlerin cikarlarinin bir olmasidir. Zira kendileri gobekten bu
tur cok uluslu sirketlere baglidirlar. Aralarinda ortak
yatirimlar,kredi sozlesmeleri, hammade alisverisi,temsilcilik
anlasmalari vs vardir.
Bu isbiligi aslinda normal.Ama bir tek sartla. Bu tur firmalarla var
olan iliskiler, orta ve uzun vade de turk halkinin da menfaatine
olmalidir.Ama gercek ne yazikki bunun tam tersidir.
Oysa bu isbirligi, cok uluslu sirketlerin ait oldugu ulke
halklarinin da menfaatinedir.Mesela o ulkele halklari tarafindan
uretilen urunler, ulkemizdeki isbirlikciler sayesinde burada cok
yuksek kar marjlariyla pazarlanmaktadir. Buna karsilik bu isbirligi
sonucu Turkiye'de yapilan uretimin, turk ekenomisine olan katma
degeri, olmasi gerekenden cok azdir.
Bu iliskiler zinciri uzun vade de Turk halkinin kaderini
baglamaktadir.
Cozum, Cem Uzan'da gordugumuz turkiye merkezli is yapacak Milli
burjivazinin gelismesi, guclenmesidir.
Hemen hemen iflas etmis italyan sirketi Aria''yi turk hukumeti olarak
kurtarirken,destekleyici hicbir mahkeme karari olmamasina ragmen,
Uzanlari uc kagitci ilan etmek neden?
Bir ulkenin ordusu savas alaninda ne ise, is adamlari da ulusal
ekonomi acisindan odur.
arkadaslar,

esasinda gunde 15 saat filan calisiyor oldugum halde, size yine de
katilmaya calisiyorum.

Nedense laf donup dolasip ingiltere'ye ve ingilizlige gelip
takilinca, birseyler soyleme ihtiyaci hissediyorum.

Once bazi kavram kargasaliklarini musadenizle duzelteyim.Bir defa
ataturkun soyledigi manada "Turkluk" ingilizlige (english) degil,
Britanyaliliga (british) denk gelir. ingilizlik ise mesela "kurtluge"
denk duser.

Ancak turkcede bir sorunumuz var.Bizim dilimizde nedense "ingilizlik"
ile "britanyalilik" es anlamli kullaniliyor.oysa bu son derece yanlis
ve kesinlikle ayni anlami tasimiyor.


Yani biritanyalilik, biritanyada yasayan herkese ozgu bir
kimliktir.Ingilizlik (english) ise irka dayali bir
kimliktir.irlandalilik,iskocluk vs 'e gibi...Yani ingiliz olmayan hic
bir kimse ben ingilizim diyemez.Tipki kurt olmayanin, ben kurtum
diyemeyecegi gibi. Ama turkiye'de herkes ben "turkum" diyebilir.
Cunku turkluk irka dayali bir kimlik degildir.Bazi cevreler ne kadar
goncunsada, bu tartisilmaz bir gercektir.

Ornegin ben orta asyadan atlar uzerinde gelen insanlarin
torunlarindan degilim.Ama kendimi "turk" olarak goruyorum ve de
bununla gurur duyuyorum.


benim kanimca, Turklugun son yillarda bu kadar demogjik hale
getirlilmesi amaclidir.Turkluk sulandirilarak, ortaya baska seyler
atilmaya calisiliyor..ancak bunlar nafile seyler.

Cunku turkiye'de yasayan insanlar, son derece akilli ve herseyin
farkinda.

selamlar,sevgiler.

omer iskender

Selam Arkadaslar,

Turkiye onemli bir secim arfesinde...Basindan izleyebildigim
kadariyla buyuk gurultu,ama gercekte rahatsiz edici bir sesizlik var
ortalikta..

Bunu ben buyuk olcude AKP'ye ve dolayisi ile emparyalist sermayeye
diz cokmus, isbirlikci basin organlarinin madalyonun obur yuzunu
buyuk bir gayretle gizleme cabasina bagliyorum..

Ama benim inancim ve temennim memleketini ve milletini sozde degil
ozde seven insanlar bu secimden galip cikacak ve Turkiye olmasi
gereken rotaya tekrar oturacak...Herkes derin bir nefes alacak...

Ben de 20 yildir yurt disinda yasayan bir turk olarak Tayyib'ingine
benzer bir rest cekmek istiyorum....

Tam yirmi yildir Turkiye'yi turkiyedeki bir insan gibi izledim...Ne
de olsa dogdugumuz topraklar ve saire diye...

Ama bu secimde AKP tek basina ve hele hele DTP ile ortak bir iktidar
olusturursa, birdaha Turkiye de olup biten hic bir seyi takip
etmeyecegim...

Bilirsiniz bir hadis var "her toplum layik oldugu gibi yonetilir"

Yukaridaki olasiligin gerceklesmesi bence Turkiye'nin sonudur.Idda
ediyorum; bu gercek olursa Turkiye "Bugunku Turkiye" olarak birdaha
secim goremeyecektir...

Ama iktidarin gercek vatanseverlere gecmesi ise Orta vadede dunyanin
bu bolgesinde dengelerini derinden degistirecektir.Turkiye'yi
eskisinden cok daha hatirli bir ulke haline getirecektir.

Yine benim ongorum,maalesef AKP disi bir iktidarin isbasina gelmesi
emperyalist sermayenin Turkiye'de buyuk bir yapay eknnomik kiriz
yaratmasina sebeb olacaktir...

Ama herseyde bir hayir var.Mesela Arjantin en son ekonomik krizini
Turkiye ile ayni anda yasamisti.Sonra alacaklilarina restini cekerek
mevcut borclarinin sadece %35'ini odemeyi teklif etti ve de kabul
ettirdi.Su an butun borcunu odemis durumda ve aslanlar gibi tekrar
kendi ayaklari uzerinde yoluna devam ediyor...

Yoksa Turkiye'nin bu borc yuku ile devam etmesi cok zor...

Evet nacizhane dusuncelerim...

Turkiye ve Tuk halki herseyin en guzeline layik...


Selamlar,sevgiler..


omer iskender

affiniza siginarak

Sevgilerimle
Sanirim Neyzen Teyfik'in olan bir dörtlük vardi. Seçim durumunu çok
iyi anlatiyor.




Türk milleti gariptir

her lafi kaldirmaz

ibne dersin kizar da

sikersin aldirmaz


Sevgili Arkadaslarim,

Yaklasik bu grup olustugundan beri aranizdayim.Yillar sonra sanal bir
ortamda da olsa sizlerle tekrar bulusmak gercekten cok guzeldi.Bu
gruptaki yazismalari iyi takip eden arkadaslar da, bu konudaki
heyecanimizi fark etmislerdir…

Ama secimler oncesi soz verdigim gibi, (AKP'nin secimi kazanmasi
halinde Turkiye ile alakami asgariye indirecegim demistim) bundan
sonra Turkiye'de olup bitenle alkami kesiyorum.

Eminim imkaanlari olsa bugun milyonlarca insan da Turkiye'yi baska
ulkeler icin terk ederdi…

Bana Turkiye'de "yobazlarin" ve "irkci Kurtlerin" secimden galip
cikmasi gercekten cok "AGIR" geldi.

Uzulerek soylemeliyimki,bana gore Turkiye bu secimle birlikte "kendi
kendini yok etme surecine" girmistir.Bundan sonraki Turkiye, hic bir
zaman eskisinin tadinda olmayacaktir…

Suphesiz cicim aylari cok cabuk gececek ve aglasmalar tekrar
baslayacaktir…16 milyon AKP secmeninin cogu cok pismanlik duyacak,
ama is isden gecmis olacaktir…

Eger Turkiye'de yasiyor olsam bu cevrelerle mucadeleme "Olumune"
devam ederdim.Ama benim hayatimin cok onemli bir kismi Ingiltere'de
gecti.Burasini hayatimdaki rolunu de yatsiyamam. Uzulerek ifade
etmeliyimki benim bundan sonra dunyaya bakisim "ingiltere merkezli"
olacaktir.

Iki ulke vatandasi olan insanlar benim de yillarca yasadigim
ikilemleri cokiyi bilirler.Artik kendimdeki bu degisimle birlikte,
yasadigim ulkedeki huzurum eminim cok daha iyi olacaktir.

En son Neyzan Tevfik'den buraya aktardigim dortluk bazilari icin
kirici oldu galiba…Bunun icin ozur diliyorum.

Ama bazen yasanan agir soklar karsisinda insan "Short and Sharp"
(Kisa ve keskin) anlatimlara ihtiyac duyuyor…Ben de bu anlamda bu
dortlugun ben ve benim gibi dusunenler icin durumu cok iyi ifade
ettigini dusunmusdum…Eminim cogunluk da yazdigim bu dortlugu, bu
manada algiladi…

Bu sizlere son mesajim.Aldigim karar dogrultusunda, bu gruptaki
uyelikten de ayriliyorum.

Herkese en derin sevgi ve saygilarimi sunuyorum.

Omer iskender