Thursday 20 May 2010

"GANDI KEMAL"

"Gandi Kemal"in arkasindan nereden ve neden geldigi anlasilmasi cok zor kuvvetli bir ruzgar esti ve muhtemelen de bu ruzgar onu CHP genel baskanligi koltuguna oturtacak.ve belki de yakin zamanda basbakanlik koltuguna.

Ama bu adam kim? Turkiye'de ki cok temel konulara bakis acisi ne? Nasil bir akdro kurar kendisine? Bir suru daha genc ve bickin genc neden kendini bu sekilde on plana cikarma firsatini bulamadi?Bu is neden AKP lilerin cok hosuna gitti? (Arincin aciklamalari) AKP liler "gandi kemal" isi bitirdi anlayisin da?Esen bu ruzgarin onlari iktidardan dusurebilecegi endisesini neden tasimiyorlar? Yoksa aralarinda gizli bir centilmenlik anlasmasimi var?

"Gandi Kemal"'in kamu oyu onune cikisindan beri hakkinda yazilanlari ve kendi soylemlerini takip ediyorum.Benim izleyebildigim kadariyla su ana kadar kamu oyu onunde Turkiye'nin temel gundem maddeleri ile ilgili hemen hemen hicbirsey soylemedi.
Mesela "Kurt sorunu" ile ilgili ne dusunuyor? Gandi Kemal neden Baykal gibi AKP'lilere yaptiklarinin hesabi sorulacak gbi yaklasimlarda bulunm,uyor?

"Gandi Kemal" kendine ulastirilan bazi yolsuzluk olaylari icin basin karsisina gecip soylediklerinden baska su ana kadar neden dogru durust birsey soylemedi? Dersim olaylari ile ilgili Bir CHP liye yaptigi cikisin arkasinda neden durmadi?Bu konuda partisinden farklimi dusunuyor? Yoksa "Gandi Kemal" CHP icindeki trova atimi? Iceten Pazarlikli birimi? En onemlisi Yilmaz Erdilin'de yazisinda dedigi gibi CHP'nin Tayyip Erdoganimi?

"GANDI KEMAL"- DEVAM (16.07.2010)

Yukaridaki yaziyi gandi kemal CHP Genel baskanligina secilmeden yazmisti.Gecen zaman ne yazikki bizi hakli cikarir gibi.Gandi Kemal daha once bir turkmen asiretine mensup oldugu zirvalarindan sonra Kurt oldugunu kendi agizindan en sonun'da itiraf etti.Kurt olmak tabiki suc degil.Ama bunu kamufle etmeye calismak, Turkiye'nin en onemli siyasi partisinin basina gecen adama yakisir bir durum degil.Gozlemleyebildigim kadariyla "Gandi Kemal" icindeki sakli niyetini aciga vuran bazi soylemlerde bulundu.Bunlari soylece siralayabiliriz.

1- Genelbaskanliga secildikten sonra yaptigi konusma icin "neden kurt kelimesini agiziniza almadiniz" sorusuna"dikkat ederseniz "Turk" kelimesini de agizima almadim "dedi.Demekki "Ne mutlu Turkum" diyene anlayisinda biri degil.O da AKP'liler gibi Turklugu de diger alt kimliklerden biri olarak goruyor.Bu Ataturkun kurdugu bir partinin basindaki adama yakisan bir durummu? Yada partinin tabani ile davani arsinda bir uyumsuzluk degilmi?

2-Ikinci onemli soylemi "bugune kadar Dogu sorununa sadece askeri yontemlerle yaklasilmasi hataydi" turunde aciklamalar yapti.Bu tamamen yanlis ve hatta yalan.Bunun icin sadece bir ornek verecegim.GAP projesi bu bolgede yeralmaktadir ve bu sadece cumhuriyet tarihinin degil, Turkluk tarihinin en buyuk yatirimidir.Bu yatirimda maksatta o bolge insaninin makus talihini yenmektir.

3-Onur oymenin tersim isyaninin bastirilmasi olayi ile ilgili soyledigi "Ataturk tererustlerle muzakeremi yapti" da biz bugunku tererustlerle muzakere yapalim?" soylemini cok kizdi.Hatta onur Oymenin partiden istifa etmesi gerektigini soyledi.Gandi Kemal neden bu soze bu kadar cok alindi?

4- En son RTE ile yaptigi gorusme'de son derece pasif kaldi.Sanki ileride yapacaklari isbirliginin bir yakinlasmasi havasinda bir gorusme yapti.Dogu sorununa yaklasimi tamamen AKP politikasina benzermis gibi bir hava yaratti.

5-Ailesinde Turkce bile bilmeyen birsuru insaninbulunmasi gercegi de ortada.Secimler sonrasi bi CHP-AKP koalisyonu olurmu ki?

Hulasa, "Gandi Kemal" ne yazikki CHP icinde bir truva ati gibi duruyor.Zaman gectikce bu yaziya devam edecegiz.Evet evet bu CHP'nin RTE si.


Türk Kemal/Kürt Kemal (Eyup Can, Hurriyet, 26.6.10)


BİRKAÇ gündür bu köşede Kürt Sorunu’nu “Türkler ne istiyor?” başlığıyla sorguluyorum...

Gelen makul tepkiler var, en güzeli önceki gün CHP Genel Merkezi’nde görüştüğüm Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığım sohbet.
Çünkü Kılıçdaroğlu diğer siyasi konular bir yana, Kürt Meselesi’nde “makul bir çözüme” ulaşmanın sembolü olabilir.
Nasıl mı? Siyaseten kendisi olarak...
¡ ¡ ¡
Kılıçdaroğlu’nun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ve CHP Genel Başkanı sıfatlarının yanı sıra iki önemli özelliği daha var.
“Kürt” ve “Alevi” oluşu...
Ama dikkat edin her iki konuda da açık konuşamıyor.
Konuşabilse Türkiye’nin iki önemli sorununda bizatihi çözümün kendisi olur...
Ama henüz o rahatlıkta değil...
¡ ¡ ¡
Bunun haklı bir sebebi “kimlik siyaseti yapmak” istemeyişi...
Ama bunun sonucunda öbür uca, “kimlik körü” bir anlayışa savrulma tehlikesi var...
Hatırlayın kurultayda yaptığı konuşmada “Kürt” kelimesini ağzına almamıştı.
Erdal Sağlam’la birlikte CHP Genel Merkezi’ne giderken, Kılıçdaroğlu AB Büyükelçileri ile yaptığı toplantıdan dönüyordu.
Meğer bu durum herkes gibi Avrupalı diplomatların da dikkatini çekmiş.
O da onlara “kimlik siyasetinin” birleştirmekten çok ayrıştırdığını, bu yüzden o konuşmada “Kürt” kelimesini kullanmadığını, yoksa “Kürt” kelimesini kullanmakla ilgili bir sıkıntısı olmadığını söylemiş...
Avrupa’da yaşanan Yüzyıl Savaşları’ndan örnekler vermiş...
¡ ¡ ¡
Tam bu sırada Erdal araya girdi...
“Kemal Bey siz de Kürt’sünüz, zaten Kürtlerin sorunlarına ilgisiz kalamazsınız herhalde?”
“Haklısınız, kalamam ama illa Kürt olduğum için değil, herkesin sorunlarını, etnik ya da dini sorunlar dahil çözmek zorunda olan bir siyasi anlayışı temsil ettiğimiz için. Kimliği öne çıkarmak yerine etnik ya da dini kimliği nedeniyle zarara uğrayan kim varsa onun hakkını savunmak bizim görevimiz... ‘Kürt Sorunu’ diyoruz mesela herkesin ‘Kürt Sorunu’ farklı, bakkalın, esnafın, öğretmenin ‘Kürt Sorunu’ farklı. İşadamı için ‘Kürt Sorunu’ başka asker ve polis için bambaşka... Bir de işin içine şiddet girince kafalar iyice karışıyor. Oysa bu sorunu ancak ortak bir zemin yaratırsak çözebiliriz...”
Kılıçdaroğlu en aşırı fikirlerin bile özgürce savunulmasından yana...
Ama terörden dolayı kendisi bile fikirlerini çok rahat ifade edemiyor...
Buna kendi Kürt kimliği de dahil...
¡ ¡ ¡
Sohbetimiz sırasında Kemal Bey’in “kimlik siyaseti” ile “kimlik körlüğü” arasında bir parça sıkışıp kaldığı izlenimini edindim.
Oysa önünde bu sıkışmayı çok akıllıca aşan bir Obama örneği var...
Obama seçim kampanyası sırasında benzer bir sıkışma yaşadı.
Bir yanda sırf “siyah” olduğu için “beyazların” oyunu alamama tehlikesi vardı, diğer yanda, kendi kimliğine sahip çıkamazsa vaat ettiği değişime insanları inandıramama...
Ama o çok akıllı bir stratejiyle beyazları ajite etmeyecek bir oranda kendi kimliğinin altını çizerek ve tüm kimliklere eşit biçimde sahip çıkarak değişim vaadini geniş kitlelere aktarabildi.
¡ ¡ ¡
Kılıçdaroğlu henüz o dengeyi bulabilmiş değil...
Bunun bir sebebi şiddet ortamı, diğeri siyasi kutuplaşma...
Ama tam da bu sebeple kendi kimliğiyle barışık, farklı kimliklere eşit biçimde sahip çıkan siyasetçilere her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.
Kılıçdaroğlu hem kendi içinde hem CHP’de hem de tüm Türkiye’de birbirine düşman haline getirilen farklı kimlikleri barıştırabilir...
Yeter ki “kimlik siyaseti” ile “kimlik körlüğü” arasında sıkışıp kalmasın...
Türk Kemal’le/Kürt Kemal’i siyaseten barıştırabilsin...
İki Kemal arasındaki yarı yatık dikey çizgiyi kaldırabilsin.